Toledo Madrid’in hemen yanı başında 80 km uzaklıkta ama tamamen farklı sanki orta çağda kalmış hissi veren çok estetik ve ufak bir kent. Görülecek tarihi yapı anlamında sizi çok yoracak bir zenginliği olmamasına rağmen çok zevkli günlük hayat nedeni ile insan bu kentten ayrılmak istemiyor. Biz Toledo’ya Madrid’den bir günlük gezi amaçlı geldik. Sizlere tavsiyemiz ise mutlaka programınız 1 gece burada kalacak şekilde yapın; 1986 yılından beri UNESCO Kültür Mirası Listesi’nde bulunan Toledo bunu hakediyor.
Toledo’ya Madrid Atocha istasyonundan kalkan trenler ile ulaşılıyor. Tabi ki otobüsler de var ama biz en kolay yolu; treni öneriyoruz. Daha erken saatte de trenler var ama Toledo da hayat uyanmadığı için çok erken gitmeniz bir anlam taşımayacaktır. 10:20 treni bizce ideal. Ama sorun şurada bu bilet erkenden tükenebiliyor ve bir gün önceden bilet satılmıyor. Yani erken gelip 10:30 için bilet almalısınız. Yarım saatlik yolculuğun tek yön maliyeti 9 euro, dönüş biletini de aynı anda alırsanız dönüş bileti 5,40 euroya iniyor. Atocha istasyonunda normalde bilet almak için sıra numarası alıyorsunuz ve numaranız yandığında gidip biletinizi alıyorsunuz. Ancak Toledo kısa mesafe olduğu için işlem bu şekilde olmuyor.
Üzerinde “Venta Para Hoy” (anlamı nedir hiçbir fikrim yok !!) yanan gişelerden Toledo biletini sıraya girerek alıyorsunuz. Gişe görevlisi nedendir bilmiyorum nakit kabul etmedi kredi kartı istedi, bilginiz olsun. İspanya’da tüm kritik noktalarda olduğu gibi burada da İngilizce anlaşmak konusunda sıkıntı yok. Toledo zaten küçük bir kent olduğu için indiğiniz yerden kent merkezine ulaşmak da zor değil ama biraz yokuş yukarı olan yarım saatlik bir yürüyüş gerektiriyor. Yol zevkli olduğu için biz bir araç aramadık.
Toledo’nun tarihinde, Yunan, Vizigot, Fenike, Roma, Arap, Yahudi medeniyet ve kültürlerinin izleri var. Eski ve yeni Toledo olarak adlandırılabilecek iki ayrı bölüm var. Üç yanı Tajo Nehriyle çevrili engebeli bir burnun üzerinde yer alan Eski Toledo’da görmeniz gereken yerler arasında Alcazar (Kale), Toledo Katedrali, ortaçağdan kalma San Servando Şatosu’nun eteğindeki Alcantara Köprüsü, San Martin Köprüsü, Zodocover Meydanı sayılabilir. Ama biraz öncede değindiğimiz gibi Toledo’nun güzelliği ara sokaklarda.
Zokodover Meydanı yani Plaza Zokodover Eski Toledo’nun hem tarihi meydanı hem de şimdiki güncel ana meydanı. İsmi Arapça Es suk Ad Davab (Büyük Baş Hayvan Pazarı) kelimesinden zamanla değişerek şimdiki halini almış. Boğa Güreşlerinin yapıldığı, çeşitlik kutlamaların merkezi olan meydan her zaman ilgi odağı olmuş. Martes adlı Salı Pazarı bu meydanda kurulur.
Panoramik manzarada en yukarıda görülen 4 kuleli yapı olan Alcazar de Toledo yani Alcazar Kalesi buranın en dikkat çeken marka yapısı. Günümüzde Askeri Müze olarak kullanılan yapı 3.yy’da Roma İmparatorluk Sarayı olarak inşa edilmiş ve defalarca farklı medeniyetler tarafından el değiştirerek kullanılmış.
Resimler gördüğünüz panoramik manzara ancak nehrin diğer tarafında görülebiliyor. Bu manzaraya ulaşmak için “Zocotrain” adındaki turistik trene binmelisiniz. Tur her saat başı Toledo ana meydanından kalkıyor ve 45 dakika sürüyor. Ücreti 4,40 euro.
Toledo’da bir Çin restaurantında öğlen menüsü yedik tavsiye ederiz. “Her Ruei Long”. Adres; “Nuncio Viejo no:3. öğlen menüsü 7.80 euro şarabı, tatlısı dahil 2 çeşit yemek ve çok doyurucu.
İspanya ile ilgili Madrid, Sevilla, Barselona, Granada, Figueres ve Girona yazılarımızı da okuyun.