Guatemala Gezi Notları

Guatemala Gezi Notları

Bir arkadaşımızın bizi Meksika’da “Ölüler Günü”nü orada geçirecek bir geziye davet etmesi ve bu geziye katılamayışımız ile “orada olma isteği” hiç bitmedi ve ilk fırsatta orada olmalıyız dedik. Bu amaçla Orta Amerika’da GuatemalaBelize ve Meksika’yı içeren bir gezi organize etme kararı aldık. Daha önce bölge ülkelerine birlikte gittiğimiz rehber arkadaşımız Cahit ile yaptığımız uzun planlamalar sonrası altta anlatacağımız geziyi planladık ve bize katılan 20 gezi arkadaşımızla birlikte yola koyulduk.

İlk uçuşumuz İstanbul Havalimanından ve erken bir saatte olduğu için bir gün önce İstanbul’a gittik ve havalimanına yakın bir otelde konakladık.

 

1.gün / İstanbul-Frankfurt-Houston-Guatemala City-Antigua

Ertesi gün sabah 03:30’da ekiple buluştuk ve 05:55’deki ilk olarak Frankfurt’a uçtuk. Takiben saat 10:00’da 12 saat 45 dakikalık bir uçuşla Houstan’a geçtik. Bu uçuşumuz dünyanın en büyük uçağı olan Airbus A380 idi.

Biz daha önce bu uçakla uçmuştuk ama bazı gezgin arkadaşlar bu uçakla ilk defa deneyim yaşama şansı buldu.

Yine bir beklemeden sonra Guatemala City uçağı ile ilk durağımız olan Guatemala City’e indik ama burada konaklamayacağımız için bizi bekleyen acentamızın otobüsü ile 1 saat uzaklıktaki Antigua’ya geçtik.

Gece geç saatlerde orada olduğumuz için ertesi gün yapılacak gezilere güç toplamak için Posada don Rodrigo otelindeki odalarımıza çekildik.

2.gün / Antigua (Guatemala)

Bugün Antigua’da gezeceğiz ama öncelikle biraz Guatemala’dan bahsetmeliyiz. Guatemala “yeşil renk, ormanlık” anlamına geliyor. Pasifik Okyanusu ile Atlas okyanusu (Karayip Denizi) arasında bir Orta Amerika Ülkesi. Adına yakışır sekilde yeşil gerçekten. Guatemala‟nın nüfusu 15 milyon, bu nüfusun 8 milyonu Maya kökenli, geri kalanı İspanyol yerli karışımı. 25 resmi dili var; 21 tanesi Maya kökenli. 16 adet değişik dini mezhep var (dominican, capucinler…). Guatemala’da okur-yazarlık oranı % 69,1. Yönetim şekli başkanlık tipi demokratik anayasal cumhuriyet.

Guatemala’nın eski başkenti olan Antigua tipik bir Kolonial Orta Amerika şehri. 1979 yılından beri UNESCO tarafından koruma altına alınmış. 543-1776 yılları arasında Guatemala’nın başkentliğini yapmış. Agua Yanardağı’nın lavları ile yok olup, tekrar inşa edilen Antigua 1773 yılında Santa Marta depreminde hasar gördüğü için, başkent sonradan daha güvenli bir yere günümüzdeki Guatemala City’ye taşınmış. Ne var ki Guatemala City de depremlerden kurtulamamış. 1917 ve 1976‟da meydana gelen depremlerde şehre büyük zararlar vermiş.

Denizden 1.500 m yüksekte bulunan Antigua, günümüzde de Guaemala’nın en turistik şehirlerinden biri olma özelliğini taşıyor. Santa Marta depreminden çok büyük zarar görmekle birlikte önemli yapılar hala ayakta. Evler tek katlı, yerler arnavut kaldırımı şeklinde döşenmiş, sokaklar ızgara gibi birbirine paralel ve keser şekilde konumlanmış. Kolonial İspanyol kültürünün etkisi gezerken çok net hissediliyor. Yürüyerek rahat gezilen bu küçük şehirde Küba, Peru gibi benzer kültürdeki ülkelerden çok izlerle karşılaşıyorsunuz. Tahta kapılar, pencerelerde demirler, renkli duvarlar, kapı tokmakları, avlulu evler ortak özellikler.
Antigua, Meksika sınırına da yakın olduğu için ticaret gelişmiş. Ayrıca buraya İspanyolca öğrenmek için gelen çokmuş. Eğitim sistemi yetersiz, maddi imkansızlık nedeniyle öğrencilerin küçük bir kısmı okula gidebilmekteymiş. Guatemala’da 17 üniversite bulunmakta. Mayalarda okuma oranı daha düşük. Özellikle Maya kökenli olanlar sağlık sorunları için geleneksel tedavi yöntemlerini kullanmaya devam ediyorlar. Amerika açısından Guatemala, ABD’ye uyuşturucu geçiş noktası olarak da görülmekte.

Otelimiz çok merkezi bir noktada yer alan Posada Don Rodrigo Antigua idi ve çok memnun kaldık. Otelden çıkınca hemen sağınızda ilerde sarı renkli Santa Catalina Kemerini görebilirsiniz. Otelden her çıkışımızda çok sayıda satıcı renkli çantalar, örtüler, anahtarlık, şal gibi rengarenk, yerel ürünleri satmaya çalışıyor. Bazılarının bebekleri Peru’daki gibi sırtlarında. Turizm her ne kadar gelişmiş olsa da yolda gezerken fakirliği hissedebiliyorsunuz. Fiyatlar TL’ye vurulduğunda çok yüksek olmasa bile mutlaka pazarlık yapılıyor ve 1/3’üne alıyorsunuz. Görülebilecek diğer yerler La Merced Kilisesi (kilisenin sadece bir bölümü ayakta, çoğu yer yıkılmış), 1545’de inşaa edilen La Merced Kilisesi (Merhamet Kilisesi), San Francisco Katedrali, Convento de Capuchinas Manastırı gördüğümüz diğer önemli noktalar. Gördüğümüz yerlerden anlaşıldığı gibi Antiqua, dini yapılarla dolu bir merkez gibi, çok sayıda kilise, manastırla dolu. Meydanda binaların altında çok sayıda hediyelik eşya satan dükkanlar ve seyyar satıcılar bulunmakta. Siyah fasulye, muz kızartması buraya özgü ürünler. Daha sonra Çikolata Müzesi’ne (Choco Museum) gittik burada çikolata yapımı ve çeşitleri hakkında bilgi aldık. İsteyen arkadaşlar çikolata da aldılar ama buranın çikolata anlayışının bizimki ile uyuştuğu pek söylenemez. Sonraki durağımız Yeşim Taşı Müzesi ve Atölyesi idi. Yeşim Taşı Müzesinde öncelikle yeşim taşının nasıl elde edildiği anlatılıyor, kırk iki farklı rengi olan yeşimin Guatemala’da nasıl çıkartıldığı anlatılıyor. 1974 yılında Mary Lou ve Jay Ridinger, Matagua nehri vadisinde yeşim taşının olduğunu keşfetmiş. Özellikle Aztekler ve Mayalar tarafından ritüellerde, araçlarında, süslemede kullanılmış.

Merkezde arabalarının arkasında evde yaptıkları tatlı, kurabiye türü ürünleri satanlarla karşılaşabilirsiniz. Biz “Empanada de leche” tatlısını denedik hemen. Fiyatı 5 ketzal= 2TL Yerel tatları denemek ayrı bir zevk. Dışı kurabiye içi sütlü muhallebi gibi bir tatlı.

Antigua merkezinde Maya’ların çamaşır yıkamaları için yapılmış bir havuz bulunmakta. Havuzdan temiz suyu alıp bölmeli yerde yıkıyorlar ve eğim sayesinde kirli su, temiz suya karışmıyor. Aynı zamanda burası sosyalleşmelerini sağlıyor.

Maddi güç çok iyi olmadığı için kadınlar giysilerini kendileri yaparken, erkekler ikinci el almayı tercih ediyormuş. Üretimin az olduğu şehirlerde ikinci el giysilerin satıldığı bir piyasa oluşmuş durumda.

Bu arada yerel paraya ihtiyacımız olduğu için para bozdurmak amacı ile bankaya gittik. Maalesef buralarda sıra oluyor ve çok zaman kaybediliyor. Para birimi quetzal (ketzal). 1$= 7,57 quetzal (2015 için). Yaklaşık 300$= 2271 quetzal ediyor. Bankalar, yanınızda ne kadar döviz olursa olsun bir kişi tek pasaportla günlük en fazla 300$ para bozuyor ve pasaportunuzu göstermeniz gerekiyor. Çok zaman kaybı olan bir konu olduğu için ne kadar harcama yapacağınızı önceden planlayarak para bozdurmanız önemli yoksa bankalarda zaman geçirirsiniz. Biz tam yağmur başladığında bankaya girdiğimizden yağmuru atlatmış olduk ve geziden bu anlamda çok geri kalmadık.

Guatemala genelinde gezerken Amerikan film setindeymişsiniz izlenimi veren yerel halkın kullandığı rengarenk eski otobüsleri görebilirsiniz. ABD’de kullanılmayan eski otobüsler Orta Amerika ülkelerine verilmekteymiş. Bu otobüslere kapasitelerinin çok üstünde yolcu aldıkları, herkes tavuk gibi tıkış tıkış bindiğinden ve eşya taşıdıklarından “Chicken Bus” adı verilmekte. Değişik bir uygulama da otobüslere bayan isimleri verilmesi. Genelde bu isim büyükçe otobüsün yanına yazılıyor.

Sierra Madre sıradağları Guatemala’dan El Salvador, Honduras ve Costa Rica‟ya kadar uzanıyor ve And dağları adını alıyor. Guatemala City (Gua City) en yüksek noktası 4.200 m olan bu sıradağların yanında yer alıyor.

1510’da Antiqua İspanya yönetimine girmiş. Katolik kilisesi kurulmuş ve Katolik kilisesi ABD’ninkinin merkezi haline gelmiş. 2000 rahip, 1500 rahibe, San Fransisco, Los Angeles’dan Katolik misyonerler buraya gelerek misyonerlik faliyetleri yürütmüş bu nedenle çok sayıda Katolik kilisesi var.

18.yy’da meydana gelen Santa Marta depreminden bahsedelim biraz. Kuzey Amerika fay hattı Guatemala’yı ikiye bölüyor; fay hattı Güney Amerika’dan aşağı doğru inerken, Kuzey Amerika’dan yukarı doğru çıkıyor. Depremden sonra bütün şehir terk edilmiş ve 59 yıl boyunca hayalet şehir olarak kalmış. Terk etmeyenler ise kralın emriyle hapse atılmış. Zorunlu terk yaşanmış bir anlamda. Depremden Gua genelinde 1500 katedral zarar görmüş.

Antigua’da 16.17.18. yy’dan kalma hepsi tek katlı çok renkli, mavi, sarı binalar var. Antigua’da 40 bin kişi yaşıyor. Başkent olduğu dönem nüfus 60 bine kadar ulaşmış. Bağımsızlıktan sonra hükümet Antigua’yı geri getirmeye, inşaasına karar vermiş ve emekli olanlara ücretsiz evler verilmiş. Evler terk edilmişken tüm dünyadan emekliler gelmiş ve bu haktan yararlanmış (1823 yılı).

3.gün Antigua-Lago de Atitlan-Chichicastenango (Guetamala)

Bugün bölgenin en güzel gölü olan ve birçok Maya köyüne ev sahipliği yapan Lago de Atitlán ve çevresinde geçireceğiz.

Yağmurlu bir günde Lago Atitlan’daki tekne yolculuğu ile Chichicastenango Köyüne ulaştık. Atitlan gölü, etrafında üç adet volkan yer alıyor ve rakımı 1500m. 305-340 m derinliği ile Orta Amerika’nın en derin gölü. Yolculuk çok güzel manzaralara sahipti ama köye inişimizle birlikte yağmur etkisini arttırdı. Burası Şaman dini ile Hristiyanlığın iç içe geçtiği bir yer. Esasen Mayaların tarihinin yazıldığı köy olarak biliniyor

Mayalar için önemi ispanyolların gelişinden de öncesine dayanan kentte Santo Tomas kilisesi ayrıca önemlidir. Eski bir Maya tapınağı üzerine kurulmuş olan kilise katolik inancı ile yerli inanışların nasıl kaynaştığına en güzel örneklerden birisi.

Buradan bota binerek Santa Catarina Palapo’ya geldik ve Santiago’yu ziyaret ettik. Hava yine hafif yağışlıydı, küçük bir Maya kızı yanımıza yaklaşarak bir şeyler satabilmek amacıyla şiir okuyarak bize duygusal anlar yaşattı.

Bu arada rehberimiz aralıklarla Maya inanışından söz ediyor ama bize çok karışık geldiği için biz size kesin ansiklopedi bilgisi olarak aktaralım hata olmasın; Maya takvimine göre her bir yıl her biri 20 günlük 18 aydan oluşuyor. Ayrıca “haab” denilen 5 ekstra gün daha var. “Tun” adı verilen 360 günlük periyot Maya takviminin temelini oluşturuyor. Maya takviminde ikinci bir sistem daha var; bu sisteme göre 20 tun 7200 gün veya 1 katun; 20 katun 14.400 gün veya 1 baktun olarak adlandırılmakta. Ay ve günlerin katlarından oluşan Maya takvimi bu şekilde 23.040 milyon günden veya 63 milyon yıldan oluşan 1 alautun’a kadar devam etmekte. Bugünkü modern sistemde bu sayıyı yazabilmek için 11 rakam gerekirken, binlerce yıl önceki Maya takviminde 9 rakamla yazılabiliyordu. Mayalar önemli olayların tarihlerini belirtmek için çok kompleks bir sistem kullanmaktaydılar. Bu sistem “Güneş Yılı”, “Dini Yıl” ve “Venüs Yılı” olmak üzere üç farklı zaman ölçeğini temel olarak almaktaydı. 260 günlük dini yıl güneş yılına bağlanır ve her ikisi de 584 dünya günü süren Venüs yılının içinde yer alırlardı. 360 günlük dönem ya da Tun’un katları olan Katun, Baktun ve diğerlerine ek olarak Mayalar 365 günlük Güneş yılını 260 günlük Dini yıla bağlamak için başka bir zaman ölçüsü daha kullanırlardı. Bu “takvimsel” ölçü bizim 1 yüzyıl olarak adlandırdığımız kavrama karşılık gelecek şekilde 52 güneş yılı veya 73 dini yıldan oluşuyordu. Bu hesaplamaların amacı dinsel yıldaki özel dini günlerin güneş takviminde de aynı günlere isabet etmesini sağlamaktı.

2012 yılını hatırlasınız; Dünyanın sonu gelecek denilmişti. İşte bu esasen dünyanın sonu demek değildi, Mayalara göre sonun geleceği değil yeni bir çağın başladığı düşünülmüş. Dünyanın sonu beklentisi Maya Takvimini yanlış yorumlanması ve dolayısıyla büyük bir hataymış yani.
Burayı ziyaret ettikten sonra birkaç saatlik yolculukla tekrar Antiguaya döndük ve önemli noktaları gezmeye devam ettik. San Piedro kilisesi Orta Amerika’da inşa edilen ilk hastane olarak biliniyor. 17.y.y.’dan bu yana fakir insanlara ücretsiz hizmet veriliyor ve bağış toplanıyor. Sınır tanımayan doktorlar da geliyormuş buraya. San Francisco Grande Manastırı şehirde kurulan ilk bina ve en büyük manastır olma özelliğini taşıyor.

4.gün / Gua City-Flores-Tikal (Guetamala)

Bugün bir kahve çiftliğini ziyaret edecektik ama hava yağışlı olduğu için çamur nedeniyle Çiftlik Gezisinin uygun olmadığı yerel rehberimiz tarafından söylenince Tikal uçuşumuz için Gua City’ye geçme kararı aldık. Çiftlik gezisi iptal olduğu için kalan zamanda hızlı bir Gua City turu yapmaya karar verdik.

Otobüsle bir Gua City turu yaparak havalimanına geçtik ve Flores kentine uçacaktık ama hava çok yağmurlu olduğu için görevlilerin dağıttığı şemsiyelerle yürüyerek geçtiğimiz uçak zamanında kalkamadı ve uçakta kendimiz eğlendirerek 1-2 saat geçirdik. Flores, Tikal’den 30 km mesafede İtza Gölü’nün üstünde bir ada. Küçük bir şehir olan Flores, kırmızı çatılı binaları, dar parke taşlı yollarıyla sakin ve keyifli bir şehir. Flores’de bizi bekleyen otobüsümüz ile konaklamayı yapacağımız diğer Guatemala şehri olan Tikal’e geçerek konaklamayı Hotel Camino Real’de yaptık.

5. gün / Tikal (Guetamala)

Bugünümüz en önemli Maya antik kentlerinden biri olan M.Ö. 900 de kurulmuş olan ve Altın çağını M.S. 200 ile 900 yılları arasında yaşamış Tikal Antik Kentini ziyaretle geçti.

Tikal’in daha sonraki günlerde göreceğimiz Chicken Itza, Uxmal gibi diğer Maya kentlerinden farklılığı, bu antik kentin orman içinde yer alıyor olması.

Tikal, bugünkü yağmur ormanlarındaki Peten ilinin kuzeybatısında bulunan en büyük Maya kenti ve tören merkezidir. Güney düzlüklerindeki öteki Maya merkezleri gibi Tikal da orta oluşum döneminde (M.Ö. 900-300) küçük bir köymüş. Geç oluşum döneminde (M.Ö. 300-M.S. 100) büyük piramit ve tapınakların yapılmasıyla önemli bir tören merkezi haline gelmiş. Klasik dönemde büyük saraylar, piramitler, alanlar yapılmış. Maya hiyeroglif yazısı ve karmaşık takvim sistemi ortaya çıkmış, anıtsal heykeller ve vazo resimleriyle üstün bir Maya sanatı gelişmiş. Bu açıdan Tikal önemli bir merkez ve 1979 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alıyor.

Gezmeden önce sineklerden korunmak için bolca sinek ilacı sürünmek gerekiyor. Burası Mayaların başkenti olarak gelişmiş ve MS 2. ve 9. yy’lar arasında şaşalı bir dönem yaşayarak nüfusu 90 bine ulaşmış. Büyük bir kısmı henüz gün ışığına çıkarılmamış olan antik kentte tapınak, tören alanı, top oyun sahası, buhar hamamları, teraslar gibi çok farklı yapılar bulunuyor. 78 metre yüksekliğe ve 128 basamağa sahip tapınağın tepesinden yağmur ormanlarına ve Maya kalıntılarına bakmanın tarifini yapmak zor. Tikal’in ana piramitlerinin ve tapınaklarının altında çok daha eski harabeler bulunmuş.

Piramitlerle tapınaklar arasındaki fark, piramitlerin dört yanının aynı olması (kuzey, güney, doğu, batı), tapınakların ise bir ön cephesiyle farklı bir girişinin olmasıdır. 4 numaralı tapınak, 100 m yüksekliğinde Amerika’daki Kızılderili dünyasının en yüksek yapısı olarak biliniyor. Ortadaki dev Jaguar tapınağı 1 numaralı ve maskeler tapınağı ise 2 numaralı tapınaklar olarak biliniyor.

Taş işçiliği, astronomik hesaplamalar, piramitlerin yapılışındaki düzen, mimari kafamızı karıştırıyor açıkçası. Maya hiyeroglif yazısı ve takvim sistemi burada ortaya çıkmış. Yürürken ağaçların dışarıya taşan kökleri dikkatinizi çekiyor. Çok yüksek ağaçlar bulunmakta. Ağaçlarda uluyan, bağıran maymunların sesini duyuyoruz, farklı türde kuşların görülebileceği söylenmekte kendilerini çok göstermeseler de yakınımızda oldukları ve bizi görebildikleri belli. Bir diğer özelliği Tukan kuşlarına burada verilen önem. Kol dirseği ve kalça kullanılarak oynanan top oyunu alanı en etkileyici yerlerinden birisi.

Tam geziyi bitirdik ki yağmur başladı ve otelimize döndük.

Guatemala-BelizeMeksika gezimizin Guatemala ayağı burada bittik. Yarın Belize’ye geçeceğiz. Belize notlarımız için tıklayın.

 

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZIN