Venedik Gezi Rehberi

Venedik Gezi Rehberi

Venedik Gezi Rehberi

Venedik; çoğumuzun belki gördüğü belki görmediği ama hakkında birçok fikri olan bir şehir. Biz Venedik‘i son gidişimizde keşfettik diyebiliriz. Köprüler Şehri, Kanallar Şehri, Maskeler Şehri olarak da anılan bu güzel şehrin dünyada benzeri yok. Tabii ki kanallara sahip şehirler var ama Venedik çok ama çok farklı. Elimizden geldiğince sizlere detaylı bir Venedik Gezi Rehberi yazısı yazmaya çalıştık.

Önce kısaca Venedik’ten bahsedip sonra gezilecek yerler hakkında bilgi verelim. Çizme şeklindeki İtalya gibi Venedik de esasen kuşbakışı çizmeye çok benzer bir şekle sahip. 117 küçük adacık üzerinde kurulu olan Venedik, 170 kanal tarafından birbirinden ayrılıyor ve yine 400 köprü ile birbirine bağlanıyor. Adayı Grand Canal adı verilen büyük bir su kanalı ters S şeklinde bölüyor. Büyük Kanal’ın derinliği 4-5 m, genişliği 20-70 arasında. Venedik’de 6 büyük semt var. Grand Kanal bu semtleri; Castello, Cannaregio, San Marco kanalın sağ tarafında, Dorsoduro, Santa Croce, San Polo kanalın solunda kalacak şekilde ikiye bölüyor. Bu iki yakayı 4 ayrı köprü ise birbirine bağlıyor.

Venedik gezi rehberi

Accademia’dan

Venedik klasik İtalya turlarının olmazsa olmaz ayağı

Türkiye’den Venedik’e gidişler genellikle ya Klasik İtalya turu adı verilen İtalya’da birçok şehrin görüldüğü bir haftalık turlarda 1 gün uğranmak sureti ile ya da Cruise seyahatlerinin bir durağı olarak 4-5 saatliğine oluyor. Bu şekilde de ya bir kaç saat ya da 1 gün ile sınırlı kalıyor seyahatiniz. Venedik ise sizden en az 3 tam gün istiyor gerçekten kendini anlatabilmek için çünkü Venedik’i gezmek demek ara sokaklarda kaybolmak demek esasında. Sokaklar birbirine o kadar yakın, o kadar düzensiz ve dar ki kaybolmamak mümkün değil, iyi haber ise değil; doğru yönü tekrar bulmak da şehrin ana meydanlarını gösteren tabelalar sayesinde bir o kadar kolay. Venedik gezi rehberi

“Seyyahlık bir iştir. Seyyahı turistten ayıran en belirgin özellik, gezmeyi iş edinmesidir”

Hülya Koç

Venedik gezi rehberi

San Marco Bazilikası

San Marco Venedik gezi rehberi

Venedik’in en önemli meydanı olan San Marco adını San Marco Bazilikası’ndan alıyor (ya da ikisi de İsa’nın 12 havarisinden biri olan San Marco’dan alıyorlar) 11.yy’da yapılan Bazilika altın süslemeleri nedeni ile “Altın Bazilika” olarak da anılıyor. Bazilikanın giriş kapısının üstünde (diğer önemli birçok şehirde de gördüğümüz) Quadriga yani 4’lü At Heykeli bulunur. Bu heykel; orijinali müzede olan Quadriga’nın bir replikası. Bizans döneminde haçlı ordusu tarafından İstanbul’dan getirilen Quadriga’nın orijinali kadar replikası da görmeğe değer. Bazilikanın giriş kapısının sağındaki süslemelerde Osmanlı figürleri dikkatinizi çekecektir. Hikayeye göre Aziz Marcus’un naaşını müslüman görevlilerden saklayabilmek için müslümanların pek arasının olmadığı domuz etinin arasına saklamışlar diğer bir rivayete göre figürlerde; burada Osmanlı’ların haraç almasının önüne geçmek için paraların domuz çamuruna saklanışı gösterilmekte. Hangisi doğru bilinmemekte, karar sizin.

Bazilika girişinde her zaman kuyruk olur ancak bu kuyruk biraz önce bahsettiğimiz Quadriga’nın da bulunduğu Museo Marciano için olabilir. Müzeden San Marco Meydanını farklı bir açıdan görme imkanınız olur ancak unutmayın Bazilikaya sırt çantası ile girişe izin verilmemekte. En fazla 1 saat süre ile girişin arkasındaki emanet bölümüne bırakabilirsiniz.

Campanile

Bazilika’dan çıkınca başınızı kaldırırsanız tam karşınızda Campanile adındaki 99 metre yüksekliğindeki kuleyi görürsünüz. Buraya çıkış ücreti 8€ ve genellikle önünde kuyruk olur. Kanallarla birlikte çok hoş bir Venedik manzarası ile karşılaşacağınızı düşünüyorsanız yanılırsınız çünkü daha çok binalarla kaplı bir manzara bekliyor olacak burada sizi. Tabii zevke göre değişir bu işler ama bize göre köprülerin üzerindeki görüntünün üzerine yok; özellikle Academia Köprüsü’nden manzara çok eşsiz. Venedik gezi rehberi

Dükler Sarayı Venedik gezi rehberi

Campanile’den kanala doğru ilerlediğinizde solunuzda yer alan yapı Dükler Sarayı (Palazzo Duccale) dir. Burası hem Dük’ün konutu hem de hükümet merkezi olarak kullanılmış. Dükler Sarayının hemen arkasındaki hapishane ile içeriden bağlantısı bulunuyor. İçeriye girdiğinizde ikinci kattan sarayın içine giriliyor. Sağ tarafa doğru ilerlerseniz bu yol sizi hapishaneye, ceza mahkemelerine ve zindana götürür. Böylece (eğer kapalı değilse) meşhur Ahlar Köprüsü’nden (Ponte Dei Sospiri) de geçme şansınız olur. 17.yy’dan kalma bu köprü yerel halk tarafından Ahlar, Vahlar Köprüsü olarak biliniyor. Söylenene göre hapishaneye giden mahkumlar bu köprüden geçerlerken güzel Venedik manzarasına son bir bakıp Ah, Vah çekerlermiş. Yine söylenene göre ünlü Kazanova burada mahkum iken bir asilzadenin eşini ayartarak bu köprüden hapishaneden kaçmış sonrada burası hapishane olarak kullanılmamış.

Şu ana kadar bahsettiğimiz tüm yapılar San Marco Meydanında (Ahlar Köprüsü ise meydanın bitişiğinde). Bu meydan Venedik’in kalbi sayılabilir. Karnaval, Yeni yıl gibi önemli olaylarda da şehrin toplanma ve kutlama merkezi tabii ne kadar popülerse bir o kadar da pahalı bir bölge. Bir restoran, cafe ya da otel San Marco’ya ne kadar yakınsa o kadar pahalıdır. Gerçi Venedik’de herşeyin pahalı olmasına hak vermek lazım. Venedik gezi rehberi

Venedik’in sular altındaki değişik ambiyansının bir de maliyeti var

Yoğun bir su ve nem ile mücadelenin yapıldığı şehirde herşeyin koşullara yenik düşmemesi imkansız. Bir otelin ya da restoranın belli aralıklarla çok yüklü faturalar gerektiren restorasyonlara girmesi gerekiyor. Yani esasen 10 euro’ya yediğiniz pizzanın 5 eurosu sahibinin 5 yıl sonra yapacağı restorasyonun amortismanı sayılır. Otel için de aynı şey geçerli. Bunun yanında burada hayat da çok zor. Tüm Venedik adasında 1 tekerlek dahi dönmüyor. Yani içtiğiniz bir kolanın dahi o restorana getirilişi normal bir restorana göre çok zor. Belli bir saatten önce (turist akını başlamadan) kanaldan teknelerle mallar elle taşınan ambar arabaları ile onlarca köprü geçilerek restorana ya da otele ulaştırılıyor. Burada ufak bir motorsiklet dahi bulunmuyor. Bu kadar yazdıktan ve dramatize ettikten sonra sizden ne isteseler verirsiniz artık 🙂

Rialto Köprüsü Venedik gezi rehberi

Nerde kalmıştık; arkanızda Bazilika, solunuzda Dükler Sarayı kaldığında önünüzde tam kanal kenarında iki uzun sütun görürsünüz. Sağdaki sütun üzerinde Bizans Kraliçesi Teodora’nın, soldaki sütun üzerinde ise kentin koruyucusu San Marco’nun simgesi sayılan bronz bir arslan heykeli bulunur. Şehrin birçok yerinde duvarlarda tabelalar göreceksiniz. Bunlar sizi San Marco, Rialto Köprüsü, Accademia Köprüsü, Piazzale Roma gibi ana meydanlara yönlendirir. Bu sayede biraz kaybolarak da olsa yolunuzu bulabilirsiniz. Okları takip ederek Rialto Köprüsü’ne ulaşabilirsiniz. 19.yy’a kadar kanalın iki yakasını birleştiren tek köprü olan Rialto; 8 metreye yakın kemer yüksekliğine sahip. Köprünün yapımında 6000 temel kazığı kullanılmış. Venedik gezi rehberi

Köprünün üzerinde karşıya geçmek için 3 yol bulunuyor. Orta yol sağlı sollu hediyelik eşya, maske vs. satıcıları ile dolu. Diğer 2 yol da köprünün 2 cephesine bakıyor. Köprünün iki cephesinden de Kanal ve Venedik manzarası çok güzel. Buraya çok yakın bir mesafede (yaklaşık 100-150 m) Rialto Mercato vapuretto durağının önünde her gün Rialto Market kuruluyor. Şehrin sebze-meyve ve balık pazarı olan marketi görmek için öğlene kadar burada bulunmanız gerekir. Özellikle balık kısmı görülmeye değer. Unutmayın ki pazarlar bir şehir hakkında çok fazla ipucu verirler.

Venedik’de birçok meydan bulunuyor Venedik gezi rehberi

Santa Barnaba meydanı görülmeye değer meydanlardan birisidir. iyi korunmuş bu meydan  11.yy’dan kalma. Buraya Ponte Pugni köprüsünü geçerek ulaşıyorsunuz. Köprünün üzerinde buhran döneminde halkın çatışmalarını simgeleyen ayak izleri bulunuyor. Venedik gezi rehberi

Dükler Sarayı Venedik meydanındaki en önemli yapı

Dükler Sarayı

Venedik’de San Marco Meydanından başka meydanlarda var tabii ki; bunlardan birisi St.Giovanni Paolo Meydanı. Bu meydanda St.Giovanni Bazilikası ve meydanın ortasında Bartolomeo Colloni Heykeli bulunuyor. Buranın bir hikayesi var; paralı asker olan Colleoni tüm servetini bağışlama karşılığında San Marco meydanına heykelinin dikilmesini istemiş. Kent Konseyi kabul etmiş ama öldükten sonra heykelini San Marco’ya değil bu meydana dikmişler.

Venedik maskeler ile özdeşleşmiş bir şehir Venedik gezi rehberi

Şehirde çok sayıda maske satan dükkan bulunuyor ve başta Venedik Karnavalı olmak üzere yılbaşı gibi bazı özel günlerde halk ve turistler maske takıyor. Bu geleneğin nasıl başladığı biraz karışık bir konu. Bir hikayeye göre Avrupayı saran veba salgını sırasında kokudan korunmak ve vebanın bulaşmasını önlemek için maske takılmaya başlanmış ve bu daha sonra evrimleşerek güzelleşmiş ve bu halini almış. Diğer bir hikayeye göre ise eğlenceli toplantılarda 🙂 sınıf farkının ortadan kalkmasını sağlamak ayrıca tanınmamak için insanlar maske takmaya başlamış (Nicole Kidman’ın “Eyes Wide Shut” filmini seyrettiniz mi?). Bir zamanlar 10 kişinin 6’sı maske takar haldeymiş. Şu an için bunların hiçbiri yok tabii ama maskeler Venedik’e çok özel bir anlam katıyor ve şehri daha özel kılıyor.

Bir maske sahibi olmanın bedeli 3 euro ile binlerce euro arasında değişebiliyor.

Ama evinize asabileceğiniz güzel bir maske için en az 40-50 euroyu gözden çıkarmanızı tavsiye ederiz. Maskelerin Venedik Karnavalında çok yoğun kullanımı olduğunu söylemiştik. 1200‘lü yıllardan kalan eski bir adet olmasına rağmen daha sonra kutlanmayan karnaval 70’li yıllardan sonra kültürü taze tutmak amacı ile yeniden kutlanmaya başlanmış. Venedik Karnavalı boyunca et içeren yemekler yenmiyor bunun yerine deniz mahsülü yemek tercih ediliyor. Venedik gezi rehberi

Mümkünse bir defa da Venedik’i Karnaval zamanında görmelisiniz

New Orleans’ın Mardi Gras’sı ve Rio’nun Karnaval’ı neyse Venedik’in Carnevale’si de o derece gelenekseldir. Venedikliler karnavalı 15. yüzyıldan beri kutlarlar. O devirlerde maskeli balolar organize eden özel kulüplerin en popüler eğlenceleri arasında, boğa avı ve köpekleri canlı canlı büyük toplardan ateşlemek bulunuyor. 18. yüzyılda artık Venedik zevk düşkünlüğünün zirvesine ulaşınca karnavalın süresi iki aya çıkıyor. 1797 yılında Napolyon’un kenti almasıyla bu kutlamalar azalıyor ve Mussolini’nin maske takmayı yasaklamasıyla da tarihe karışıyor. Karnavalın yeniden hayat bulması, halkın kışın karanlık ve sıkıcı aylarında bir çıkar yol aramasına denk gelir. 1970’lerde, turizmin de desteğiyle, 18. yüzyılın festivallerini aratmayacak bir seviyeye ulaşır ve dünyanın en önemli festivallerinden biri olarak yerini alır.

Karnavalın geçmişinde daha da eskilere gidersek, Tanrı Satürn şerefine yapılan dinsel bayramlarda köleler sadece bir günlüğüne, maskelerinin ardına gizlenerek efendilerinin yerini alırlarmış. Bu şölen antik Yunan ve Rönesans derken, 15. yüzyıl sonlarında İtalyan Orta Oyunu olarak bilinen Commedia dell’Arte’nin doğuşuyla etkisini göstermiş. Zamanla San Marco Meydanı, karnavalın kalbi olmuş ve kurulan ahşap platformlarda dünyanın dört bir yanından gelenler oyuncuları seyretmişler.

Venedik Karnavalı'nda biz (soldakiler)

Karnaval’da biz (soldakiler)

Venedik ve Maskeler Venedik gezi rehberi

Bugün festivalin sembolü olan Bauta, 18. Yüzyılda Venedik yönetimi tarafından uygulamaya konan, standart bir halk maskesiymiş. Bazı politik kararlarda, vatandaşların isimsiz olarak bu süreçte yer almasına önem verilir, özgür, eşitlikçi ve gizli oylamalarda bunu giymek mecburi edilirmiş. Bauta, Casanova maskesi olarak da dünyada en çok bilinen maske. Tamamıyla beyaz ve gözler hariç yüzü bütünüyle kaplıyor. Çıkık bir burnu var ve üç köşeli şapkayla giyiliyor, bu da karanlık ve sinsi bir izlenim veriyor. Moretta ve Pantalone de yaygın maske türlerinden. Oval ve genelde siyah kadifeden olan Moretta, geleneksel olarak kadınlar tarafından manastır ziyaretlerinde takılırmış. Pantalone ise Commedia dell’Arte olarak bilinen İtalyan orta oyunlarında, bol kırışıklık ve büyük bir burunla yaşlı bir tüccarı sembolize ediyormuş.

Venedik Karnavalından kareler

Venedik Karnavalından bir kare

Venedik Karnavalı Venedik gezi rehberi

Festival, cuma öğleden sonra, tüm kentte bir geçit olan La Festa delle Marie ile başlıyor. Bu, festivalin resmi açılışı olan cumartesi gününe bir hazırlık esasen. Cumartesi, öğleden sonra 4:00 gibi San Marco Meydanı’ndan hareket eden maskeli geçit Venedik’in sokaklarında dolaşıyor. Ertesi gün mızrak dövüşleri ve diğer eğlenceli yarışmalar yer alıyor. Bir sonraki Cuma, festivalin zirve noktası. Kentin birçok sarayında balo düzenleniyor. Gran Ballo delle Maschere (Büyük Maskeli Balo) ya da Ballo del Doge (Doc’un Balosu), her yıl değişik yerlerde yapılsa da genellikle burası büyük saray olur.

Doğru kıyafeti olan ve birkaç yüzyıl öncesine ait kadril (Napoleon’un sarayında rağbet gören bir Fransız dansı) gibi dansları yapabilen herkes bu balolara katılabiliyor. Halka açık balolar ucuz değil. Bir de kıyafet kiralamanız gerektiğini düşünürseniz – ki buna maske ve ayakkabı dahil değil- belki de seyahatte harcadığınız kadar bir masrafla karşı karşıyasınız demektir. Karnavalın son cumartesi günü Palazzo Pisani- Moretta’da yer alan Ballo del Doge, karnavalın en şık ve en pahalı balosu. Ballo Tiepolo freskleri Tiepolo’ya ait Pisani- Moretta’nın balo salonunda yer alıyor. Karnaval zamanı organizasyon ofislerinden bilgi alabilirsiniz. Venedik gezi rehberi

Karnavalda heryer kostümlü Venedikliler ve turistlerle doluyor

Cumartesi ve Pazar, San Marco Meydanı’nda ve kentin farklı yerlerinde tiyatro ve müzik gösterileri yapılır. Calcio storico (ortaçağ kıyafetleriyle o devre ait bir futbol gösterisi) maçları San Marco Meydanı’nda oynanır. Yine burada en süslü ve dikkat çeken kıyafetlerin bir geçidi olur (salı günü de tekrarlanır). Pazar günü, maskeli yolcuları taşıyan, alabildiğine süslü kayıklar ve gondollar Grand Canal (Büyük Kanal) boyunca ilerler. Festival süresince, takvim dışı pek çok aktivite olur. Sokak göstericileri yolları ve meydanları doldurur ve bazen de Campo San Polo’da bir buz pisti kurulur. Sizi çevreleyen bu harikalar diyarını, sayısız maske ve kostümü fotoğraflamadan durmak kuşkusuz imkansız ama karnaval ruhuna girebilmek için siz de bir maske takmalısınız.

En iyi maske satanlar, Ca’ Macana ve L’Arlecchino’dur. Karnaval havasına daha da ayak uydurmak için belki de karnaval temalı odaları olan Locanda Orseolo Hotel’de kalabilirsiniz. 12 odalı otele varabilmek için geçeceğiniz gizli kapı bu keşfi daha gizemli bir hale getirecek. Odaların bazıları Orseolo Kanalı’na bakıyor. Maske isimleriyle adlandırılmış odaların duvarlarında, karnaval karakterleri, Venedik kostüm partileri temalı freskler ve maskeli aplikler ve Murano cam avizeler var. Kahvaltı odası da, kırmızı deri koltukları ve kanalda ilerleyen gondolların dingin manzarasıyla aynı derecede davetkar. (italic yazılan karnaval bilgileri maximiles internet sitesinden alınmıştır)

Venedik'de ulaşım

Venedik içinde heryeri yürüyerek dolaşabilirsiniz ama bir yerden sonra bu biraz yorucu ve tekrarlayıcı olabilir.

Çünkü farklı bir yere de ulaşırken aynı yerlerden geçmeniz gerekebiliyor. Size tavsiyemiz adanın uzak noktalarına daha hızlı ulaşım için Vapuretto’ları kullanmanız. Tek biniş (7 euro), 24 saat (20 euro), 36 saat (25 euro), 48 saat (30 euro), 72 saat (35 euro) gibi çok fazla alternatifli kart bulunuyor. Bunlardan birisi mutlaka size göredir. Bu kartları Hellovenezia gişelerinden, bilet satışı resmi sitesi olan veniceconnected internet sitesinden, vapuretto duraklarından ve bazı yetki verilmiş büfelerden alabilirsiniz. Ayrıca 14-29 yaş grubu için 3 günlük sınırsız ulaşım imkanı veren Youth Card’da bulunuyor.

Vapurettolar

Venice Connected sitesinden günde 2 defa genel WC’leri kullanmak için kart ve 300 noktada bulunan wi-fi internetten faydalanmak için kullanıcı adı ve şifre alabilirsiniz (1 hafta 15 euro) Ulaşımın dışında Venedik’in bazı yerleri ancak kanal gezisi sırasında görülebiliyor bu nedenle de vapuretto çok faydalı. Hiçbir yere gitmeseniz bile özellikle 1 ve 2 nolu vapuretto hatları ile güzel bir büyük kanal turu yapabilirsiniz.

Bu açıdan Venedik’in farklı bir yüzü olan lüks otelleri ve onların kanala açılan iskelelerinden sürat teknelerine binen müşterilerini ancak bu açıdan görebilirsiniz. Kartınız aldıktan sonra vapuretto istasyonlarının girişindeki küçük elektronik cihazlara tutarak okutmanız gerekiyor. Böylece kartın geçerli olduğu süre başlamış oluyor. Bu işlemi yapmazsanız cebinizde kart olması bir anlam ifade etmez ve biletsiz muamelesi yapılır. Çok sık olmamakla birlikte vapurettolarda bilet kontrolü yapılıyor. Vapurettoların toplam 15 hattı bulunuyor; 05:00’de başlayan seferler sabahın ilk ışıklarına kadar devam ediyor. Biz 01:00‘den sonrasını denemedik.

venedik gezi rehberi

Water Taxi Yolu

Vapurettolar dışında bir de lüks ulaşım mümkün ki bunun adı: Water Taxi.

Venedik Marco Polo Havalimanından şehire ulaşım ortalama 110 euro, Bu sürat motorunun ücreti 6 kişiye kadar faydalanabilirsiniz. Venedik içerisinde ortalama bir yerden bir yere ulaşım 40-70 euro civarında tutuyor. Biz 2-3 defa arkadaşlarla olduğumuzda havalimanı -merkez transferi için water taxi kiraladık ama şehir içinde hiç kullanmadık.

venedik gezi rehberi

Water Taxi

Gondollara gelince; Gondollar sadece turistik aktivite için kullanılıyor. 45 dakikalık bir tur 100-120 euro aralığında tutuyor ancak bunu 6 kişiye kadar paylaşabilirsiniz. Paylaşma ve kaç kişinin binebileceği konusunu konuşmanız lazım. Eğer gezi esnasında serenad yapacak ya da gitar çalacak birilerini isterseniz bunlar tabii ki extra ücrete ve pazarlığa tabiidir.

Bir de sadece kanalın bir kıyısından diğer kıyısına geçmek için kullanılan süslemesiz gondollar var. Bunlara traghetto adı veriliyor ve karşı kıyıya geçmenin maliyeti genelde kişi başı 2 euro.

Venedik Kart (Venice Card)

Venedik’de şehirdeki müzelerin gezilmesini daha ucuza getirmek için bazı kartlar mevcut; Venicecard bunlardan en önemlisi. Bu kartla 11 müzeye, 16 kiliseye girebiliyorsunuz ve genel tuvaletleri günde 2 defa kullanabiliyorsunuz. Bu kart 7 gün boyunca geçerli. Ancak Venedik’de 7 gün boyunca kalmayacağınızı düşünürsek bunun yanında kaldığınız günlerde de tüm müzeleri gezmeyeceğinizi düşünürsek 40 euroluk bu karta pek ihtiyacınız olmayabilir. Kalacağınız gün sayısı süresince geçerli vapuretto kartını tavsiye ederiz ama venicecard konusunda iyi hesap yapmanız lazım çünkü Venedik’de birçok müzenin giriş ücreti 2-3 euro seviyesinde. Bu parayı çıkartmak için oldukça fazla müzeye girmeniz lazım.

Genel tuvaletlerde her yerde olmadığı için ihtiyacınız olduğunda yanıbaşınızda olmayacaktır. Zaten Venedik’de tuvalet 1,5 euro olduğu için bir cafeye girip 3 euroya bir kahve içerseniz kahveyi bedavaya getirebilirsiniz. Bir de Museum Pass bulunuyor. Bu kart da 20 euro. Burada wc hakkı ve diğer kilise girişleri filan bulunmuyor. Bu kartlarda o kadar çok alternatif var ki  veniceconnected.com u incelemek en doğrusu olacaktır.

venedik gezi rehberi

Railto Köprüsü

Sular altındaki Vendik

Venedik’de bulunduğunuz zamana göre bazen kanallardaki suların yükselmesine bağlı olarak sular altında kalır Bizim gezilerimizden birinde buna fazlası ile şahit olduk. Bununla mücadele için çok az otel yada dükkanın koruma önlemi var. Genellikle suların otelin ya da restoranın içerisine girmesine izin verilip çekilmesi bekleniliyor. Eğer bu döneme denk gelirseniz sokaklarda yürümek için çizme yada ayakkabınızın üzerine geçirilen plastik kılıf tarzı şeylerden almanız gerekiyor. Her ikisini satan satıcılar böyle bir durumda her köşede ortaya çıkıyorlar.

Venedik'de nerede kalınır

Venedik de nerede kalınacağından çok nerede kalınmayacağını söyleyebiliriz.

Mestre, Lido, Quarto d’Altino gibi yakın bölge konaklamaları yapmamanızı mutlaka Venedik merkezde kalmanızı tavsiye ederiz. Özellikle Lido ve Altino’dan ulaşım hem zordur hem de buralarda kalarak Venedik atmosferini alamazsınız.

Bütçenize uygun tercihen San Marco tarafına yakın bir konaklama seçmenizde fayda var.

Murano Adası

Venedik denince akla maske kadar cam işçiliği de gelir elbette. İşte Venedik bu cam işçiliği ününü Murano Adasına borçludur.

Bu adaya gitmek için en sık ve en fazla vapurettoyu “Fondamente Nova” durağında bulabilirsiniz. 41, 42, LN vapurettoları ile 10 dakikada Murano adasına ulaşabilirsiniz. Eğer Venedik’de kalmıyorsanız Mestre ya da Quatro Altino’da kalıp Venedik’e trenle geliyorsanız tren istasyonunun önündeki vapuretto iskelesinden DM vapurettosu ile de Murano adasına gidebilirsiniz. Bir diğer gidiş yoluda San Marco’dan kalkan vapurettolardır bu vapurettolar ile önce Sabbioni adasına gitmek orada aktarma ile treporti’ye geçerek oradanda Burano Adasına giden vapurettoya binebilirsiniz. Daha sonra Burano’dan Murano adasına da giden vapurettolar sık sık kalktığı için bu geçiş daha kolay olacaktır.

Yani San Marco tarafındaysanız ve aynı gün içerisinde hem Burano hem Murano adasını görmek istiyorsanız bizim gibi bu yolu tercih edebilirsiniz. Murano’da 4 vapuretto durağı bulunuyor biz ana kanala en yakın Faro durağında indik. Murano her zamanki gibi kanalları olan bir ada. Bolca cam işçiliği üzerine mağaza ve atölye bulunuyor. Venedik’e oranla daha elegant olduğunu ve buna rağmen fiyatların daha makul olduğunu gördük. Sokaklarda buranın tamamen cama adanmış bir ada olduğunu size hissettirecek sokak sanatı örnekleri mevcut. Başta Venedik’ten bir cam eşya almaya kararlı iseniz mutlaka Murano’ya gitmenizi öneririz. Aksi halde gününüz az ise Venedik’i bırakıp Murano’ya gitmenin çok bir anlamı yok.

Burano Adası

Venedik de Murano’ya gitmeseniz de olabilir ama Burano’yu görmelisiniz

Buraya yukarıda Murano Adasına gitmek için gerekli bilgilerde verdiğimiz aynı durakları ve vapurettoları kullanarak ulaşabilirsiniz. Murano Adası için “cam işçiliği ile ilgilenmiyorsanız gitmeseniz de olur” dedik ama Burano için aynı şeyi söylemeyeceğiz. Burası gerçekten mutlaka görülmesi gereken bir yer. İlk olarak adaya girdiğinizde iki şey gözünüze çarpıyor; renk renk boyanmış evler ve danteller. Evlerin parlak renklerle farklı farklı boyanmasının bir öyküsü var. Burası balıkçılıkla geçinen bir köymüş ve balıkçılar eve geç saatlerde alkollü olarak geldiklerinde sarhoş kafa farklı evlere giderlermiş.

Bunu önlemek için kadınlar erkekler evi kolay bulsun diye parlak farklı renklere boyamaya başlamışlar. Bu daha sonra bir gelenek olmuş ve tekneler de bu şekilde boyanmaya başlanmış. Bu Burano’da çok estetik bir hava oluşturuyor. Renklerin zor koşullara sahip Venedik’de aynı güzelliği koruması için her sene boyandığını düşünüyoruz çünkü evler çok bakımlı görünüyor. Buraya yaklaşık 3 saatinizi ayırmanızda fayda var. Biz sport cafe adlı yerde yemek yedik ve memnun kaldık.

Lido Adası

Burası Venedik’in sayfiye kasabası esasında. Birçok Türk tur şirketi Venedik turlarının konaklamasını ekonomik olduğu için burada yapıyor. Yazın denize girmek ve uygun fiyatlı konaklama haricinde Venedik için ayrılmış zamanınızı burada harcamanız kayıp olur. Bunları Venedik’e denize girmeye gelmediğinizi düşünerek yazıyoruz.

Venedik Yeme içme konusu

Ristorante, Trattoria, Gastronomia, Pizzeria

Esasen tüm İtalya için geçerli bir sınıflama var; normal restaurantlar yani Ristorante, küçük aile işletmeleri olan ve daha lokal yemekler sunan Trattoria’lar ve daha ayak üstü fast food mekanları olan gastronomia’lar ve Pizzeria’lar. Ancak bunlar kesin sınırlarla ayrılmadığı gibi hangisinin ne olduğunu bilmeniz de zor. Zaten sizi ilgilendiren menülerin içeriği ve fiyatı olacaktır ki bu da nerede ise tüm restaurantların dışında genelde camdan bir koruma içerisinde asılı. Bu listeyi inceleyerek buranın içerik ve fiyat açısından size göre bir yer olup olmadığına karar verebilirsiniz. Bir çok mekan öğlen yemekleri için turist menüleri hazırlar ve bunu da dışarıda ilan eder. Turist menüleri çok avantajlıdır ama belli saatler arasında geçerlidir. Makul fiyatlı bir yerde genellikle 3 çeşitli bir turist menüsü 14-20 euro, bir pizza 7 ila 15 yine bir makarna (pasta) çeşiti de 7-15 euro aralığındadır. Gerçekten pizzayı da pastayı da çok çok güzel yaparlar.

Pizza anlayışı olarak bizdeki pizzaları sakın beklemeyin

Pizzalar ince, az ama kaliteli malzemeli doğal olarak çok lezzetli ve hafif kıtırdır. Pastalar (makarnalar) bize göre daha az haşlanmış (aldante) olur. Özellikle deniz mahsülüne meraklı iseniz bol bol deniz mahsüllü pasta denemelisiniz. Cafe tarzı mekanlarda vitrinde gördüğünüz ürünü alıp oturmak isterseniz bundan coperto denilen oturma ücreti alınır (1,5-3 euro arası) ayrıca servis ücreti de ilave edilebilir. Bazı yerler menülerinde coperto ve servis ücreti alınmadığını yazarlar ki bu daha başta adam başı 5 euro cebinizde kaldı demektir. Diğer yemek önerileri için Roma yazımızı okuyun.

İtalya’da kahve başlı başına bir olay. Hangi kahve sizin için? yazımız için tıklayın.

Venedik Gezilecek Yerler, Venedik Görülecek Yerler, Venedik’e nasıl gidilir, Venedik’te ulaşım, Venedik’te ne yapılır, Venedik’te ne yenir gibi sorularınızın cevabını bu Venedik Gezi Rehberi yazımızda vermeye çalıştık.

İtalya hakkındaki genel bilgileri Roma sayfasında bulabilirsiniz. Diğer İtalya yazılarımız için tıklayın.

 

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZIN