M.S 79 yılında bir ağustos günü Vezüv Yanardağının patlaması sonucu Roma İmparatorluğu’nda medeniyetin, zenginliğin en çok olduğu, zevk ve sefa içinde aristokratlar (ve tabii ki kölelerin yaşadığı) bir yer olan “Pompei” kenti lavlar altında kalmış ve 1594 yılına kadar da lavlar altında kalmış. Bu yıldan sonra yavaş yavaş ortaya çıkarılmasıyla şu andaki İtalya turist çekim merkezlerinden birisi olan “Pompei” antik kenti ortaya çıkmıştır. Napoli en yakın şehir olduğu için Pompei’yi genellikle Napoli’ye gelen kişiler geziyorlar. Napoli’den Pompei’ye gelmenin en kolay yolu tren. Via Ferraris Galileo’dan kalkan Circum tren yaklaşık 35 dakikada Pompei’de Pompei Scavi İstasyonunda oluyor.
Burası Roma İmparatorluğunun gelişmiş bir kentiymiş. Bu gelişmişliğin izlerini ısıtma ve su sisteminin varlığından, Amfitiyatrolar, bazilikalar, atölyeler, hamamlar, meyhaneler, çamaşırhaneler, değirmenler, fırınlar, anlayabiliyorsunuz. Başta şarap ve yağ olmak üzere büyük çapta ticaret yapılan bu liman kenti aynı zamanda iyi yaşam, zevk ve sefa merkezi olmuş.
Patlama yaklaşık 10 km uzakta olmasına rağmen şiddetli patlamanın etkileri bazı lav parçaları vs. şehre kadar düşmüş. Ama sanılanın ve anlatılanın tersine “Pompei” de görülen taşlaşmış cesetler lavlar nedeni ile olmamış ve olamazda. Doğal olarak çok yüksek ısıdaki lavlar önüne gelen her şeyi yakmış, yok eder ve bu tür cesetlere de olanak vermez. Pompei’de ölümlerin ana sebebi patlamadan kaynaklanan duman ve külün her yeri kaplaması ve insanların boğulması.Cesetlerin bazılarının da elleri ile ağızlarını kapatmış şekilde olmalarının sebebi budur. Vezüv’ün ani patlaması ile gemilere binerek kaçmayı çok az kişi başarabilmiş. Aniden şehre çöken yaklaşık küller 20.000 kişinin hızlı bir şekilde ölmesine neden olmuş. Tarihçilerin yazdığına göre 3 günden fazla kül yağmaya devam etmiş ve şehir 25 m yüksekliğinde bir kül tabakasının altında kalmış. Bu dönemden sonra Pompei yaklaşık 2.000 yıl bu şekilde sessizliğe gömülmüş. 1594’de bulunmuş olmasına rağmen Pompei ilk olarak 1700’lerin ortasında kazılmaya başlanmış. Kazılar başladıktan neredeyse yüz yıl sonra insan cesetlerine ulaşılmış. Cesetlerin orijinal şekilleri bozulmadan çıkarılabilmesi için cesetler ile kül tabakası arasında tesbit edilen boşluğa hızla donan bir sıvı dökülmüş bu sayede cesetlerin şekli korunabilmiş.
Pompei’de camdan bölmeler içerisinde sergilenen ellerini kaldırmış iki insan figürü ve Napoli Müzesi’nde bulunan diğer cesetlerin şekillerinin sebebi sanıldığı gibi lavların insanları taşlaştırması değil bu sıvının aldığı şekil.
UNESCO Dünya Mirası Listesinde olan Pompei, şimdiye kadar yaklaşık 40 hektar civarında bir alanı kazılarak ortaya çıkarılmış toplamda 66 hektarlık bir şehir. Bunun da 12 hektarlık kısmı ziyarete açık. Özetle, çok ama çok büyük bir şehir. Pompei’nin hakkını verebilmek için esasen tam günlük bir tur yapmak olamıyorsa en az 4-5 saat orada zaman geçirmek girişte bilet alırken (10 euro) size verilecek haritaya göre dolaşmak gerekir.
Kalıntıları gezerken en kalabalık, turistlerin en çok ziyaret ettikleri yerlerden biri şehrin genelevi. Vezüv patlayıp da lavlar kıyıları doldurmadan önce bir liman kenti olan Pompei genelevi burası bir liman kenti olduğu için denizcilerin uğrak yeriymiş. Genelevin ve diğer evlerin içerisinde de çok sayıda cinsel şekil mevcut. Sokaklarda da Genelevin yerinin bulunabilmesi için penis şeklinde işaretler mevcut. Şu an için garip gelse de Cinselliğin fazlası ile yaşandığı bu liman kenti için o çağlarda normal sayılacak bir durum.
Pompei bize çok kasvetli bir şehir hissi verdi. Patlama sırasında oluşan dramı hissettirdi diyebiliriz.
İtalya hakkındaki genel bilgileri Roma sayfasında bulabilirsiniz. Diğer İtalya yazılarımız için tıklayın.