Luang Prabang

Luang Prabang

Luang Prabang

Laos’a Vietnam gezimizin devamında geçtik. Gezimizin ilk üç günü Vietnam’da Halong Bay ve Hanoi’de geçmişti. Lao Airlines’ın QV 314 uçuşu ile Hanoi’den Laos’a Luang Prabang’a geçtik. Laos’a varışımız yaklaşık saat 20:00 gibi oldu. Gümrük, vize ve pasaport kontrolünden sonra ülkeye giriş yaparak otelimize geçtik.

Burada öncelikle Laos’un Türk vatandaşlarına uyguladığı vize kuralları ile ilgili bilgi vermek istiyoruz. Laos yaklaşık 130 ülkeye kapıda 30 USD karşılığında vize veriyor. Biz de çok yakın bir zamana kadar bu ülkeler arasındaydık ancak yakın zamanda Laos Türkiye’yi kapıda vize vermediği 30 ülke (Afghanistan, Bangladesh, Burundi, Cezayir, Coted’Ivoire, Ghana, Guinea, Guinea Bissau, Jordan, Kamerun, Kongo, Lesotho, Liberia, Libya, Mozambik, Nauru, Nijer, Nijerya, Pakistan, Senegal, Sierra Leone, Sri Lanka, Suriname, Suriye, Swaziland, Tonga, Türkiye, Zambia, Zimbabwe) listesine aldı. Laos’un Türkiye’de büyükelçiliği olmadığı için buradan vize başvurusunda da bulunamıyorsunuz.

Geriye tek alternatif Laos’a komşu ülkelerden birinden (Vietnam, Kamboçya gibi) Laos Büyükelçiliğine başvurarak vize almak. Eğer bu ülkelerde 1 hafta civarında kalacaksanız sorun yaşamazsınız vizeyi almak konusunda. Biz Vietnam üzerinden vize başvurusu yapmaya karar verdik ancak o kadar zamanımız olmadığı için acentemiz Laos’da bir acente ile önceden görüşerek pasaportlarımızın pdf’lerini gönderdi ve hazırlık yapıldı. Hanoi’ye varınca pasaportları teslim ettik, Hanoi’den ayrılırken Laos vizeli pasaportlarımızı geri aldık. İşlem yaklaşık 110 USD’ye mal oldu ve oldukça uğraştırıcı. Özetle artık ülkemizden Laos’a gidişin çok çok azalacağını söyleyebiliriz. Zaten birçok tur operatörü Vietnam-Kamboçya-Laos tur paketlerindeki Laos’u Tayland ile değiştirdi bile. Neyse biz vizemizi aldık ve ülkeye vardık buna rağmen girişte bir miktar zorluk yaşadık. Pasaport polisi grubun neredeyse tümünü ülkeye aldıktan sonra son 2 kişiye “siz nasıl vize aldınız, biz ülkenizde ya da kapıda size vize vermiyoruz” diye kafayı taktılar. Neyse derdimizi anlattık ve giriş yaptık.

“Ne kadar uzağa gidersem kendime o kadar çok yaklaşıyorum”

Andrew McCarthy

Vakit artık ilerlediği için direkt otelimize yerleşip ünlü Laos birası “Beerlao” ile tanıştık ve bir şeyler yedik. Bu arada Laos Masajı ünlü genellikle 2 saat sürüyor bazı arkadaşlar bu fırsatı kaçırmadı.

Artık Laos’da olduğumuza göre hakkında biraz bilgi verelim;

Laos Vietnam’ın batısında 6,5 milyon nüfuslu küçük bir ülke. Laos Vietnam’a göre daha derli toplu, düzgün, güler yüzlü bir ülke bu farkı burada hemen hissediyoruz. Laos ismi Lao dilinde Lan Xan’dan gelmektedir ve “Beyaz Şemsiyenin altındaki milyon filin krallığı” anlamına gelir. 14.yy’da durum böyle iken şu anda yaklaşık 2.000 fil kaldığı tahmin ediliyor. Buradaki beyaz şemsiye kralın ve kraliyet ailesinin üzerindeki beyaz şemsiyeyi kasteder. Laos bayrağındaki mavi barışı, kırmızı Fransızlara karşı verilen savaşı, ortada beyaz bir yuvarlaktaki beyaz ise barışı simgeler. Bu beyaz yuvarlak Komünist Partinin koruyucu şemsiyesinin yukarıdan görünüşüdür.

Laos resmî adı ile Laos Demokratik Halk Cumhuriyeti denize kıyısı olmayan bir Güneydoğu Asya ülkesidir ve başkenti Vientiane’dir. Luang Prabang, Savannakhet ve Pakse diğer büyük şehirleri. Laos, tek partili sosyalist bir cumhuriyet olarak yönetiliyor. Laos Güney-Doğu Asya’da denize kıyısı olmayan tek ülke; batıda Tayland ve Burma, doğuda Vietnam, kuzeyde Çin, güneyde Kamboçya tarafından çevrelenmiş. Burma’ya 235 km, Çin’e 423 km, Vietnam’a 2.130 km, Kamboçya’ya 541 km ve Tayland’a 1.754 km sınırı var. Kendi dillerinde “Milyon Filin Ülkesi” anlamına gelen Laos kapı komşusu Tayland gibi henüz turist akınına uğrayıp şımarmış bir ülke değil. Ülke topraklarının dörtte üçünden fazlası dağlarla kaplı olan bu ülkede yerleşimler çoğunlukla ünlü Mekong ve şehir ile kasabaları birbirine bağlayan yarısı bozuk yollar etrafına kurulmuş. Ülkenin çok büyük bir bölümü el değmemiş ormanlardan oluşuyor.

Toplam arazinin ancak %5’de yapılan tarımla halkın %80’i geçimini sağlıyor. Başta pirinç olmak üzere, sebze, meyve, pamuk ve baharat üretimi dışında “altın üçgen” olarak adlandırılan bölge eroin ve afyon yetiştirmesiyle de dünya literatürüne girmiş. Maalesef Laos dünyada yasa dışı eroin üreten ilk beş ülke arasında.

Laos çok uzun yıllar krallık ile yönetilmiş. 5-6 tanesinin adı geçmesine rağmen esasen 65 kralları olmuş. Fransızlar ülkeyi ele geçirmek yerine kralı ele geçirmenin daha zekice olduğunu çok önce görmüşler ve daima kraliyet ile arayı sıcak tutarak bu işi başarmışlar. Onun için 1904 yılında bir görkemli saray yapmışlar ve kralda Fransa ne istiyorsa onlar için halkına yaptırmış. Laos geçmişinde bir Fransız sömürgesi ve 1945’de ilk bağımsızlığını ilan etmiş. Ancak 1946’da Fransızlar tekrar yönetimi ele geçirmiş. Esasen Fransa buraya sömürgesi demiyor; “koruduk” (Protekta) diyor. 1949’da Fransa ve Laos arasında yapılan bir anlaşma ile Laos; Fransa Birliği içerisinde ayrı bir devlet olmuş. Bu nedenle ülkede güçlü bir Fransız etkisi görülür. Takip eden yıllarda devam eden karışık ve sancılı bağımsızlık ayaklanmaları ve savaşları sonucunda 1975 yılında ilk komünist parti ve hükümet kurulmuş. 1975 yılında monarşiyi devirerek kontrolü ele alan komünist güçler, 1990 yıllarına kadar ülkeyi dış dünyadan izole tutmayı başarmış ama bu defa da Çin ile başlayan sancılı süreç başlamış. Bu dönemin de sonlanması ile ilk seçim 1989 yılında yapılabilmiş.

Bu tarihten sonra reformlar yapılmasına rağmen halk çok fakir ve uluslararası dış yardımlara muhtaç durumda. Kamboçya kadar olmasa bile ülke bitmek bilmeyen savaşlar yüzünden çok fakirleşmiş. Vietnam Savaşı her ne kadar Vietnam ile Amerika arasında geçti olarak bilinmesine rağmen 17. paralelden bölünen Vietnam’ın iki tarafına geçişler için Laos’un kullanılması nedeniyle Laos gerilla bölgesiymiş ve savaşın oldukça içindeymiş; bu nedenle bu savaşa “Gizli Savaş” diyorlar. Sadece Luang Prabang CIA ofisine ev sahipliği yaptığı için hiç bombalanmamış.

Laos dünyanın en çok bombalanan ülkesidir. US-Vietnam savaşı esnasında Laos’a atılan bombaların sayısı 2.Dünya Savaşında Avrupa’ya atılan tüm bombalardan fazladır. Laos’a 2 milyon ton bomba atılmış ve bunların %30’u patlamamıştır. Laos; şu sıralarda Çin ve Vietnam gibi diğer komünist devletler tarafından destekleniyor. Japonya da yardım yapan ülkeler arasında bulunuyor.

Ülkenin ismi aslında “Lao İnsanları Ülkesi” ama Avrupalı Laos demiş. Bölgenin önemli nehri Mekong da bu tür yanlış isimlendirmelere güzel bir örnek; nehrin yerel ismi “khong”, nehir de “me” demek. Yani Mekhong dediğinizde Khong Nehri demiş oluyorsunuz. Batı dünyası gibi Mekong River dediğinizde ise Khong nehri nehri demiş oluyorsunuz.

Laos ile Tayland birbirine çok benzer kültürlere sahip ülkeler. Bizim Azerbaycan ile olan ilişkimize benziyor biraz. Yemek kültürleri çok yakın, aynı dili konuşmamalarına rağmen bir Laoslu Taylandlının ne dediğini anlayabilir.

Laos bölge ülkelerine göre Budizm’in en yoğun yaşandığı ülke; tapınak da çok olduğundan turuncu elbiseli rahip ve rahip adaylarını sıkça görüyoruz. Esasen Laos %70 Budist bir ülke ama her ülkede olduğu gibi burada da dinini radikal şekilde, muhafazakâr şekilde ya da çok esnek şekilde uygulayanlar var. Budizm hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

Vientiane başkent olmasına rağmen en önemli ünlü şehir Luang Prabang’dır. En önemli buda heykeli “prabang” burada yer alıyor. Zaten şehrin ismi de buradan geliyor; “Luang” şehir “Prabang” da bu Buda Heykelinin adıdır.

Nereler Gezilir

Otelimiz şehirden yaklaşık 6 km dışarıda bir resort. Yemyeşil otelimizde güzel bir kahvaltıdan sonra otelimizden çıkıyoruz. Kahvaltının ardından Laos turumuza ülkenin eski başkenti olan ve tarihi merkezi UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesinde yer alan Luang Parabang’da yapacağımız şehir turu ile başlıyoruz. İlk durağımız “Wat Xieng Thoung”. Altın Şehrin Tapınağı olarak adlandırılan bu tapınak 1560 yılında Kral Setthathirath tarafından Mekong ile Nam Khan nehrinin birleştiği yere yaptırılmış. Bu tapınağın en önemli özelliği aşağılara kadar inen klasik Lao Tapınak damlalarına sahip olması. Burası bir zamanlar Kraliyet Ailesinin ibadetini yaptığı tapınak olarak biliniyor ve Kral Sisavangvong’un kemikleri bu tapınakta bulunuyor.

Bir diğer noktamız “Başkanlık Sarayı Müzesi” (Palazzo Reale) oldu. Tapınak olmamasına rağmen ayakkabı ile gezilmeyen saraydaki 3 fil başı ve yılanlar “Viantine”, “Luang Prabang” ve “Champasa” uygarlıklarını ve halk topluluklarını temsil ediyor. Sarayın girişindeki üzerinde kurbağalar olan tamtamlar yağmur çağırmak için yapılmış. Renkli mozaiklerle süslü ve kristal Buda heykelinin olduğu taht odasında adından da anlaşıldığı gibi Kral oturuyormuş ama son Kral Monarşi sona erince burada tahta hiç oturamamış. 1977’de Kral ve ailesi kuzeye götürülmüş ve mağaralarda saklanmışlar. Tam olarak bilinmemekle birlikte açlık ve hastalıktan öldükleri söyleniyor.

Şehirdeki noktalarımız bittikten sonra Mekong Nehir gezisine başlıyoruz. Luang Prabang’a gelen gezginlerin en önemli aktivasyonlarından birisi tabii ki Mekong’da bulunmak. Bu amaçla bizi bekleyen teknemize doğru yola çıkıyoruz.

Mekong gezisinden önce ilk durağımız yerel bir kâğıt ve buna bağlı sanatsal ürünler üreten bir atölye. “Sa Ağacı”ndan kabuğun bir iç kısmından elde edilen tabaka bu ve buna benzer imalathanelerde suda bekletiliyor, kaynatılıyor ve diğer bazı işlemler sonrası kurutarak kâğıt haline getiriliyor. Üretim şartları oldukça ilkel. Bu kağıtlar bayrak, şemsiye ya da bazı dekoratif ürünlerin yapımında kullanılıyor. Ot yediği için Fillerin kakasından da pirinçin kabuğunun iç kısmından da kâğıt yapılıyor. Bazen de bunların hepsi ya da bir kısmı karıştırılarak kâğıt elde ediliyor. Burada değişik bir çalışma yapılıyordu; genellikle kompozisyon olarak Budist hikayeler bu kağıtların üzerine çiziliyor, desene tutkal sürülüyor ve üzerine kum atılıyor. Tutkala yapışan kumlar sayesinde motif ortaya çıkıyor. Çok hoşumuza giden bu çalışmadan epey satın aldık diyebiliriz.

Bu ziyaret sonrası teknemize binerek Mekong gezimize başladık. Mekong tekneleri ince uzun tekneler tren gibi bazıları oldukça uzuyor. Yaklaşık 4 saat sürecek gezimizde Mekong boyunca yerel halkın yaşamını izleme şansı bulacağız.

Gezinin ortalarında daha önceki kâğıt atölyesi ile kıyaslarsak ilkellikte bu atölyeyi geçen bir viski imalathanesini görmek üzere yerel bir köy için karaya çıktık. Viski imalathanesinde %15-50 alkol içeren içkiler yapılıyor. İçkiler diyorum çünkü bunlara viski demek haksızlık olur. Daha çok pirinç şarabı demek sanırım daha doğru. Çok basit bir distilasyon yapılıyor ve daha sonra içine sağlığı artırdığı bazen afrodizyak olduğu düşüncesi ile akrep yılan gibi hayvanlar konuyor. Bu imalathane bir köyün girişinde bu nedenle devam ederek köyü gezdik. Köyde birçok ev kendi yaptığı şal, örtü gibi ürünleri evin girişinde satmaya çalışıyor. Ancak inanılmaz bir şekilde hiç ısrarcı değiller, ürünlerin başında oturuyorlar sadece. Köyün sonunda köyün Budist tapınağı var. Köyün fakirliğine göre tapınak fazla gösterişli.

Köy ve tapınağın sakinliği hoşumuza gitti. Burada bir miktar vakit geçirdikten sonra tekrar teknemize döndük ve yola devam ettik.

Luang Prabang’dan ayrıldıktan 25 km sonra Mekong üzerinde önemli bir Budist mağarasına geliyoruz; Pak Ou. Burada bir alt mağara (Tham Ting) bir de üst mağara (Tham Theung) bulunuyor. Mağarayı ünlü kılan alt mağaradaki yüzlerce minyatür Budha heykeli. Yatan, meditasyonda, öğreten, barış isteyen gibi birçok kompozisyonda Budha heykeli bulunuyor burada. Burası ilk bulunduğunda Budizm’in henüz başladığı yıllarmış ve yerel halkın putları bulunuyormuş mağarada. Kralın emri ile hepsi atılarak bu heykellerle donatılmış mağara. Ahşap olan birçok heykel artık bulunmasa da hala çok ilginç bir mağara. Bazı arkadaşlarla zor da olsa üst mağara olan Tham Theung’a da çıktık ama çıkmayanlar çok bir şey kaybetti diyemeyiz.

Tekne gezimizin dönüşünde Luang Prabag merkezine döndük. Burada her gün akşam saatlerine yaklaşırken “Night Market” olarak bilinen büyük bir yerel market kuruluyor. Hepimiz bir süre bu markette vakit geçirdik. Genellikle tüm satıcılar birbirine çok benzeyen şeyler satıyorlar ve çok ilgi çekecek şeyler yok. Laos’da alışveriş için Vietnam gibi yerel paraya her zaman ihtiyaç duymuyorsunuz. Neredeyse tüm satıcılar dolar kabul ediyor ama yine de yerel paraya ihtiyaç duyarsanız market içerisinde çok sayıda döviz bürosu bulunuyor; Yerel para birimi Kip; 100.000 Kip 45 TL, 10 Euro.

Akşam yemeğini Tripadvisor’un Excellence llistesinde yer alan bir restoranda set menü şeklinde yerel danslar eşliğinde yiyeceğiz. Market de çok ilgimizi çekmeyince bu zamana kadar bazı arkadaşlarla Luang Prabang’ı panoraması ve aynı zamanda buradaki Stupa’yı görmek için şehrin en yüksek noktası olan Mount Phou Si’ye çıktık. Stupa’lar şehre şans getirmesi için yapılan dairesel yığma tapınaklara verilen isim. Buraya 300 basamak ile 10 dakikada çıkılıyor. Stupa için değdiğini söylemek zor ama Luang Prabang manzarası buradan çok güzel. Çıkış için çok küçük bir ücret ödemek gerekiyor. Çıkış merdivenlerinin başında çok küçük bambu kafeslerde kuşlar satılıyor. İsterseniz bunlardan satın alıp tepede özgürlüklerini veriyorsunuz kuşlara. Bu burada bir adet olmuş biz de eksik kalmadık tabii ki.

Yemeğe giderken bir Budist tapınağında rahiplerin bir tür zikir seansına şahit olduk. Bu ibadette bir grup Budist rahip tapınağın içinde bir araya gelerek yüksek sesle bir yandan dua ediyor bir yandan zikrediyorlar.

Yemek yiyeceğimiz yer buraya oldukça yakındı. Restorana ayakkabı çıkartarak giriyoruz. Yemeğimiz set menü şeklindeydi. Az zamanımız olan ülkelerde bu tip yemek avantajlı oluyor çünkü bir öğünde 5-6 çeşit yemeğin tadına bakabiliyoruz. Bu yemekte de çorba-tatlı arası 8 değişik lezzeti denemiş olduk. Yemek esnasında geleneksel Laos dansları olan Lam Vong ve Phra-Lak Phara-Lam yapan dansçılar gösterilerini sundular. 5 değişik performans sergilendi. Masalarımızda her bir performansın neyi anlattığını yani hikayesini anlatan kağıtlar vardı. Erkek dansçılar geleneksel Khmer maskeleri ile performans yapıyorlar. Kadın dansçıların dansları ise yavaş vücut ve el hareketleri ile yapılıyor. Basit gibi görünen bu danslar dikkatlice izlendiğinde esasen hiç de kolay değil.

Artık otele dönme vakti. Erken kalkıp rahiplerin yemek ritüelini izleyeceğiz.

Sabah 05:30’da kalkıyoruz; Laos Budist Rahiplerinin halktan yemek topladıkları ritülei (Alms Giving Ceremony) izlemek için yoldayız. Luang Prabag’da her sabah rahipler Wat Xieng Tong Temple’dan çıkarak sokakları dolaşıyorlar. Bu esnada kaldırımlara oturan yüzlerce Laos’lu ellerindeki yiyecekleri rahiplerin ellerindeki sepetlere bırakıyorlar.

Yollarda oturan kişilerin arasında tapınağa ait ya da ihtiyaç sahibi kişilerin bıraktıkları sepetler oluyor. Rahiplerde ellerindeki sepetler dolunca bunları belli aralıklarla bu sepetlere boşaltıyorlar. Bu ritüel sokaklar boyunca devam ediyor ve rahiplerin Wat Sene Temple’a girmesiyle sona eriyor. Bu ritülein en inanılmaz kısmı bunun her sabah istisnasız devam etmesi.

Bu ritülenin bittiği Wat Sene Temple çok etkileyici bir yapı. Burada oldukça fazla zaman geçirdik.

Artık Luang Prabang’dan ayrılma zamanı; Siem Reap (Kamboçya) uçuşumuz için havalimanına doğru yola çıkacağız. Saat 13.50’de VN931 sefer sayılı uçuş ile Luang Prabang’dan hareket edecek ve saat 16.05’te Siem Reap’e varmış olacağız.

Ancak yol üzerinde önce Kudag Si Şelalesi’ni göreceğiz. Geniş bir alana yayılmış olan şelaleyi çok beğendik; “keşke daha çok zamanımız olsaydı” dedik. Suya girme imkanı da bulunan şelalede yarım gün geçirilebilir.

Ne Yenir

Dünyada kişi başına en çok pirinç (sticky rice olarak) tüketilen ülke Laos’dur. Ortalama kişi başı tüketim yıllık 156 kg’dır. Dolayısıyla fazla fazla sticky rice tüketiyorlar. Sticky Rice’ı tarif etmek gerekirse lapa, yağsız birbirine topaklar halinde yapışmış pilav diyebiliriz. Genellikle bu başka bir yemeğin yanında geliyor ama maddi duruma göre ana yemeğin kendisi de olabiliyor.

Vietnam gibi burada da spring roll oldukça popüler. Bunun dışında Thai mutfağına çok yakın bir mutfakları var. Yin & Yang felsefesine uygun olarak, sıcak ile soğuğu, tatlı ile ekşiyi sıklıkla bir araya getiriyorlar yemeklerinde.

Laos Güney-Doğu Asya’nın en büyük kahve üreticisidir. Laos’ta kahve Laotian Latte şeklinde süt (bazen bol buz ile plastik kaplar içerisinde) servis edilir.

Bira Laos’un en büyük ihracat ürünü ve biraları kalitesi ve ucuzluğu ile ünlü. En ünlü ve dünya çapında ödüllü biraları ise Beerlao.

Buradaki gezimizin sonunda artık bir sonraki durağımız olan Kamboçya (Siem Reap)’a geçmek üzere havalimanına geçiyoruz. Siem Reap yazımız için tıklayın.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 2 YORUM
  1. Zeynep dedi ki:

    bu gezide en çok sevdiğim yer

    1. Engin Ersöz dedi ki:

      Bizim de favorimizdi sanırım.

BİR YORUM YAZIN