Bu bölgeye İskoçya, İngiltere ve Galler‘i kapsayan bir gezimiz sırasında uğradık.
Carlisle’den itibaren artık İngiltere’deyiz. Yolumuz oldukça uzun; Lake District ya da Lake Land olarak anılan Göller Bölgesine doğru yola çıktık. Önce A74 takiben A6 otoyolunu takip ettik ilk defa 3 şerit gidiş 3 şerit dönüş geniş bir otoyoldayız gezi başından beri. Burada ekstra özel bir durum yoktu ama Lake District’e saptığımız A66 ve A591 yolları ile herşey değişti.
Burası İngiltere’nin şimdiye kadar gördüğümüz en güzel bölgesi. Her yerde çok büyük arazileri kaplayan hayvan çiftlikleri var. Hayvanlar serbest dolaşarak otluyorlar. Çiftlikler taştan örülmüş çok estetik çitlerle ayrılmış ve her yer olabildiğince estetik ve yeşil.
Hayranlık içerisinde ilerleyerek görmek istediğimiz ilk kasabaya vardık. Grasmere küçük bir kasaba ama bir o kadar da huzur dolu. Çok kaliteli mağazalar, Cafeler vs bulunuyor. Göller Bölgesi aynı zamanda doğa sporları merkezi olduğu için bu kasaba ve diğer gezdiğimiz kasabalarda çok sayıda outdoor mağazası var. Biz burada biraz gezip bir dondurma yedikten sonra sanırız 1, saat içerisinde ayrıldık.
Sonraki kasaba Ambleside; bu kasaba gezdiğimiz üç kasaba arasında en büyük olanı ama yine de 2 saatte bitiyor. Ambleside tam göl kıyısında olduğu için burada doğa sporlarının yanında su sporları da devreye giriyor.
Bu harika kasabadan da ayrılmak istememize rağmen 2 saat sonra ayrılarak görmek istediğimiz son kasaba olan Windemere Gölü kıyısındaki Windemere’ye geçtik. Burası üç kasaba arasında en zayıf olanı ama yine de oldukça güzeldi. Burada isterseniz göl üzerindeki teknelerle gezi de yapılabiliyor. Yemeğimizi burada yedikten sonra Liverpool’a geçmek için tekrar otoyola doğru yola çıktık.
Biz zamanımız olmadığı için bu bölgeye bir gün ayırdık ancak genellikle burada 5-7 gün civarında kalınıyor ve doğa sporları ile ilgileniliyor. Çok sayıda trekking parkuru sizi bekliyor burada.
Bu gezideki diğer yazılarımız için İskoçya, Galler ve İngiltere sayfalarımızı okuyun.