Cape Town Gezi Rehberi yazısı ile gezgin meraklılarına yeni bir rota belirlemede yol gösteriyoruz! Rota çizilmeden önce “Cape Town nerede” diye bakarsak, Güney Afrika Cumhuriyeti Afrika kıtasının önemli ve önde gelen ülkelerinden birisi.
Cape Town ülkenin en bilinen ve kalabalık şehridir. Güney Afrika Cumhuriyeti genellikle birçok kişinin Afrika kıtasında ilk gezdiği ülke oluyor. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin ve bilhassa Cape Town’un Afrika kıtasınındaki öneminde beyaz nüfus fazlalığının büyük payı var. Ümit Burnu’nun burada oluşu, Nelson Mandela gibi önemli bir kişinin bu ülkeden çıkmış olması yine bu ülkeyi bilinir kılan nedenler.
Öncelikle söyleyelim ki birçoğumuzun kafasındaki Afrika burası değil. Afrika için kafanızda; hayvanlar, safari, yerel kültür vs gibi bir imaj varsa orası burası değil. Tabii ki Safari yapılan bölgeler de var ama özellikle Cape Town batılı görünümde büyük bir şehir diyebiliriz. Cape Town, kendinizi Afrika’da hissetmeyeceğiniz ama çok seveceğiniz bir şehir.
Cape Town doğası çok özel Cape Town Gezi Rehberi
Belki de Cape Town’u en özel kılan tarafı doğa ile iç içe olan konumu ve yaşantısı. Her ne kadar şehir güzel bir şehir olsa da esasen Cape Town’un bir aktivite şehri olduğunu unutmamalısınız. Balina gözlemi yapmak, Penguen, Kürklü Fok için turlara katılmak, helikopter turu yapmak, dağa’a çıkmak, trekking yapmak, şarap bağlarını gezmek, köpekbalığı dalışı yapmak, surf yapmak, yamaç paraşütü yapmak bunlardan sadece bazıları.
Bizim gezimizin de ilk ayağı olan Güney Afrika Cumhuriyeti’nin ya da sıklıkla kullanılan adıyla Güney Afrika’nın sınır komşularını (kuzeyden saat yönünde ilerlendiğinde) Botsvana, Zimbabve, Mozambik, Swaziland ve Namibya oluşurken, ülkenin güneydoğusunda Hint Okyanusu, güney ve güneybatısında Atlas Okyanusu bulunmakta. Bu ülkelerin haricinde Lesotho’da da tamamen Güney Afrika Cumhuriyeti toprakları içinde yer alan bir ülke olarak Güney Afrika ile tüm sınırlarını paylaşmakta.
Detaylı bilgi mi lazım?
Güney Afrika’da hangi etnik gruplar var? Nüfus siyah mı beyaz mı? Hangi dil konuşuluyor? Hangi dine mensuplar? Yakın tarihlerinde hangi olaylar yaşanmış daha detaylı bilgi almak isterseniz Güney Afrika Cumhuriyet hakkında detay bilgi verdiğimiz yazıya ulaşmak için tıklayın.
Güney Afrika’dan bahsedip de ırkçılıktan ve Güney Afrika’nın bu yakın geçmişinden bahsetmemek olmaz. Ama bu o kadar önemli ve uzun bir konu ki Güney Afrika Gezi rehberinin içinde bu konuya girmek istemedik. Apartheid olarak bilinen dönem için yazdığımız yazıyı okumak için tıklayın. Yine bu dönemin bitmesini sağlayan Nelson Mandela yazımız da ilginizi çekerse okumak için tıklayın.
Biz Cape Town gezimizi fotoğraftaki rehberimiz Kansav Arslan liderliğinde Tempo Tur ile yaptık. Cape Town, Güney Afrika Cumhuriyeti, Zimbabwe, Zambia ve Botswana’yı içeren gezinin ilk ayağıydı. Siz de bu geziyi Tempo Tur ile yapmak isterseniz tıklayın.
Düzenlediğimiz turlara katılarak bizimle birlikte gezmek isterseniz Whatsapp Kanalımızı Takip edebilirsiniz. Whatsapp Kanalımız Takip etmek için tıklayın. Duyurulardan haberdar olmak için Sessiz modu kapatmayı unutmayın. Fotoğraflara tıklayarak Facebook ve Instagram sayfalarımızı takip edebilirsiniz.
Cape Town’a nasıl gidilir?
Ülkemizden THY’nın Cape Town’a direkt uçuşları (11,5 saat) bulunuyor. Bunun dışında Qatar Airways ile Doha aktarmalı olarak da Cape Town’a ulaşmak mümkün. Gidecekler için bir diğer önemli soru da Cape Town vize istiyor mu? Güney Afrika Cumhuriyeti 30 güne kadar yapılan ziyaretler için Türk vatandaşlarından (hem yeşil hem normal pasaport sahipleri için geçerli) vize istemiyor.
Şehir içi ulaşım nasıl?
Tabii ki Cape Town’da da toplu ulaşım mevcut ama güvenlik endişeleri nedeniyle bu yolları kullanmak ne kadar doğru bilemiyoruz ve bu nedenle pek tavsiye etmiyoruz. Eğer bir tur ile burada değilseniz Uber kullanmanızda fayda var.
Diğer bir yol da araç kiralamak. Ancak trafik soldan işlediği için yani direksiyon sağda olduğu için alışık değilseniz zorlanabilirsiniz. Araç kiralamada bir sorun da aracınızın güvenliği ve aracınızı park ettiğinizde yanınıza gelerek sizi taciz eden kişilerin eksik olmaması.
Cape Town güvenli mi?
Cape Town’un güvenli bir şehir olduğunu söylemek doğru olmaz. Zaten nerdeyse tüm apartman ve evlerin etrafının elektrikli dikenli tellerle çevrili olmasından hemen anlıyorsunuz bunu. Sakin sokaklarda tek başınıza kesinlikle dolaşmamalısınız. Hatta ana caddelerde bile tek olmayıp birbirinize destek olacağınız birkaç kişi olarak gezmenizde, geç saatlere kalmamanızda fayda var. Güvenlik için diğer bahsedilmesi geren konu, Aşı gerekiyor mu? Güney Afrika Cumhuriyeti’ne seyahat için herhangi zorunlu aşı bulunmuyor.
Dikkat çekmeyin!
Cep telefonu, kamera, takı gibi sizi zengin ve hedef gösterecek şeylerden de özellikle kaçınmalısınız. Ana caddelerde turizm polisi bulunuyor, peşinize takılan kişileri polise göstererek peşinizi bırakmalarını sağlayabilirsiniz. Gerçi biz gösterdiğimizde 100-200 m sonra başka bir yerde bizi takip etmeye başladı bu kişi. Genellikle yanınıza ufak bir şey satmak ya da para istemek için yaklaşıyorlar ancak bir gasp an meselesi.
Bu yüzden yanınızda dolaşan kişileri başka ülkelerdeki gibi masum satıcılar olarak görmemelisiniz. Bu kişiler genellikle para istiyor veya “marketten bana bir şey al” diyor. Bu kişilerlerle hiç muhatap olmamak gerekiyor “hayır” dahi dememeniz gerekiyor. Bir şekilde dialog kurunca peşinizi bırakmıyorlar, onun için yokmuş gibi davranmak en doğrusu. Daha önce de belirttiğimiz gibi tek dolaşmamak en aşağı iki kişi dolaşmak önemli.
Tur satın almak doğru olabilir
Aktiviteleri tur şirketlerinden satın alarak onlar vasıtası ile yapmak en doğru ve güvenli yol olabilir. Bu şekilde ulaşım sorunu ile de uğraşmazsınız. Eğer Uber kullanacaksanız aracı çağırdığınız yerin önünden binin ve gideceğiniz yerin önünde inin. “Ara sokakları keşfedeceğim, tanımadığım sokaklarda kaybolacağım” gibi düşüncelere kapılmayın gerçekten kaybederler sizi 🙂
Eğer araç kiraladıysanız aracın içinde en ufak bir şey dahi bırakmayın. Waterfront bölgesi bu endişeleri yaşamayacağınız bir bölge, farklı bir şehir gibi diyebiliriz. Burada 7/24 kameralar, kendi güvenlik elemanları olduğu için burası gayet güvenli bir bölge.
Cape Town ne zaman gidilir?
En uygun aylar Mayıs ve Eylül arası olarak söylenebilir. Ancak özellikle ülkemizden yapılan geziler Zimbabwe, Zambia ve Botswana’yı da içerecek şekilde yapıldığı için bu ülkeler ve özellikle Victoria Şelalesi’nin su yüksekliğinin fazla olduğu zamanlara denk getirmek gerekir. Böyle olunca da Nisan-Mayıs ayları en ideal aylar diyebiliriz.
Unutmamalısınız ki her mevsimde Cape Town’un rüzgarı ünlüdür. Bu nedenle makul görünen 23-25 derece gibi sıcaklıklar bile sert rüzgar nedeniyle üşütebilir. Mutlaka rüzgara karşı yanınızda bir şeyler bulundurmalısınız.
Cape Town okyanus kıyısında olmasına rağmen su soğukluğu nedeniyle denize girmek için uygun bir şehir değildir. Ancak okyanus Surf yapanlar ve okyanus kıyısında vakit geçirmek isteyenler için idealdir.
Cape Town’da nerede kalınır?
Waterfront, City Bowl, Sea Point, Camps Bay, De Waterkant, Constantia, Kloof Street, Bree Street, Long Street otel ve Airbnb seçimi için uygun semtler. Biz Long Street’i kesen caddede bir otelde kaldık ve lokasyon oldukça iyiydi.
Cape Town Gezilecek Yerler
Table Mountain (Masa Dağı)
Cape Town’a gelen herkesin olmazsa olmaz aktivitesi tabii ki Masa Dağı‘na çıkmak. Bir teleferik ile çıkılan Masa Dağı’na çıkış için teleferik haricinde bir alternatif yok. Yukarıya çıkan teleferik dışardan öyle görünmüyor ama iç kısmı dönüyor ve o sayede etrafı panoramik görebiliyorsunuz. 80-100 kişi kapasiteli bu teleferik oldukça büyükçe ve çıkış süresi yaklaşık 5 dakika. Bu süre içerisinde teleferik 360° döndüğü için siz yer değiştirmeden her yeri görebiliyorsunuz zirveye çıkarken. Elinizdeki biletlerinizi atmayın çünkü inerken de aynı biletleri kullanıyorsunuz.
Yürümek de bir alternatif
Masa Dağı’dan yürüyerek inmek de mümkün. Biraz daha macera isterseniz sadece yukarı çıkış bileti alarak inişte patikadan inebilirsiniz. Gerek var mı ayrı konu 🙂 Biz bu tip inen ve çıkan kişileri hatta Masa Dağı’na tırmanan dağcıları da gördük. Teleferik ile yukarı çıkmak, zirvedeki gezi ve iniş için 2-3 saat ayırmanız gerekir.
Hava durumu her an değişebilir
Adından da anlaşılacağı gibi burası masa gibi düz zirvesi olan bir dağ. Cape Town’un rüzgarının ve her an değişebilen hava durumunun ünlü olduğunu unutmayarak hava durumunu elverişli bulduğunuz an Masa Dağı’na çıkışı yapmanız lazım. “Yarın çıkarım” diye plan yapıp 2-3 gün kapalı bir teleferikle karşılaşmanız da olası. Biz de bu şekilde davranarak hava durumunu uygun görünce ilk gün hemen Masa Dağı’na çıktık.
Cape Town New Wonders of Nature listesinde yer alıyor
Dünyanın Yeni 7 Doğa Mucizesi istesinde yer alan 1.086 m yükseklikteki Masa Dağı’ndaki bu düzlüğün yaklaşık yarısını gezebiliyorsunuz. Gezilebilen kısım için rahat gezi yolları yapılmış. Burada bir tur atarken bile Cape Town’da hava durumunun nasıl anlık değiştiğine şahit olduk.
Cape Town’u çok net bir şekilde izlerken 1 dk sonra her yer sisle kaplanıyor ve görüş mesafesi birkaç metreye düşebiliyor. Biz çok şanslıydık; hem çok net halini hem de sis kaplı halini görebildik.
Şanslıysanız Masa Örtüsünü de görebilirsiniz
Şehirden baktığınızda Masa Dağı’nın üzeri bir bulut tabakası ile kaplı oluyor buna da Masa Örtüsü diyor Cape Town’lular. Zirveden aşağı baktığınızda Signal Hill ve Lion’s Head zirvelerini de görebiliyorsunuz. Buralara da ayrı çıkış var. Bazen Masa Dağı’na çıkış olmadığında insanlar Signal Hill’e çıkıyorlar Cape Town manzarası için.
Cape Town’daki Dünya Kupası dünyayı sallamıştı
Buradan Cape Town’a baktığınızda dikkatinizi çeken yapılardan birisi de Cape Town Stadyumu olacaktır. Vuvuzela ile ünlenen, 2010 Dünya Kupasının yapıldığı ve Shakira’nın “Waka Waka – This time for Africa” şarkısı ile yapılan açılışı belki hatırlarsınız.
Yine buradan görülen manzarada Roben Adası da dikkatinizi çekecektir. Uzun yıllar bu adada mahkumiyet hayatı yaşayan Nelson Mandela af ile çıkmadan önce şehirde başka bir hapishaneye nakledilmişti.
Teleferik istasyonunun yanından merdivenle çıkılan bir restoran var. O restorana girip sonuna kadar yürürseniz burada kaçırılmaması gereken manzarası olan küçük bir balkon var.
Table Mountain’in arkası Şeytan Tepesi
Masa Dağı’nın arkasında da Şeytan Tepesi bulunuyor. İnsanlar buraya çok çıkamadıkları için buraya bu isim verilmiş. Bu bölgenin tümüne de Masada Milli Parkı adı veriliyor. Masa Dağı’nda yaşayan Dassie adı verilen ve buraya özgü bir tür sıçan diyebileceğimiz bir hayvan var. Masa Dağı’ndan şehre doğru bakarken kayalıklara dikkat ederseniz mutlaka görürsünüz 1-2 tane Dassie. Yukarıdaki videoda da Dassie’nin yakın bir görüntüsü var.
Lion’s Head
Masa Dağı gibi Cape Town’un birçok yerinden görülen bir yer de Lion’s Head. Lions Head’e çıkış için teleferik bulunmuyor. 5,5 km’yi yürüyerek tırmanmanız gerekiyor ki kolay bir tırmanış olmadığını söylemeliyiz. İniş çıkış için yaklaşık 4 saatinizi ayırmanız ve bu zorlu sayılacak tırmanışa hazır olmanız şart.
Signal Hill
Cape Town’un üç zirvesi arasında en erişilebilir olanı olan Signal Hill, şehir üzerinde gün batımını yakalamak için önemli bir nokta. 350 m yükseklikteki Signal Hill, muhteşem manzarasının yanı sıra Noon Guns‘ı, iki Hollanda donanma silahını ve kalan son Peninsula Shale Renosterveld isimli bitki örtüsünü de barındırıyor. Masa Dağı’ndan şehre doğru baktığınızda stadyuma doğru uzanan yarımada şeklindeki tepe Signal Hill’e çıkmak, Masa Dağı’na çıkmak gibi Cape Town aktivitelerinden birisi.
Kötü havalarda Masa Dağı’nın alternatifi Signal Hill
Özellikle hava koşulları Masa Dağı’na çıkışa izin vermiyorsa şehri yukardan görmek için Signal Hill’e çıkılıyor. Signal Hill, panoramik manzaralar ve fotoğraf olanakları sunmanın yanı sıra, platonun tepesine kadar araçla çıkılabilmesi nedeni ile de farklı diğer yüksek noktalardan biri. Bununla birlikte, Signal Hill, Cape Town’daki Hop On Hop Off otobüs turlarının ve Cape Yarımadası’nın önemli noktalarını kapsayan gezi turlarının ortak noktası. Adrenalin tutkunları, Signal Tepesi’nden şehrin üzerinde yamaç paraşütü yaparak manzarayı bir sonraki seviyeye taşıyabilir.
Signal Hill adının hikayesi şu şekilde
Signal Hill gemilerle iletişim kurmak için sinyal bayraklarının kullanıldığı bir nokta olarak kullanılmış, dolayısıyla Signal Hill adı oradan geliyor. Bayraklar, gemilerin körfezdeyken fırtınalı havaya etkili bir şekilde hazırlanmasını sağlamak amacıyla hava durumu uyarılarının iletilmesinin yanı sıra demirleme talimatları için de kullanılmış.
Signal Tepesi aynı zamanda ilk yerleşimin gözetleme noktasıymış ve bir gemi tespit edildiğinde, Cape Town sakinlerine mallarını satışa hazırlamaları için yeterli süreyi vermek amacıyla bayraklarla haber verilirmiş. Sinyal Tepesi, Lion’s Head’e tepelerden oluşan bir omurga ile bağlı olduğundan Lion’s Rump olarak da biliniyor.
Waterfront Alfred (The V&A Waterfront , Victoria and Alfred Waterfront)
Cape Town’u gezmeye başlamak için en uygun yer Waterfront olabilir. Hem çok keyifli hem de güvenli bir bölge olduğu için buradan başlayarak şehre alışabilirsiniz. Burası esasen bir liman ama içerisindeki Victoria AVM ve bir çok restorant ile çok güzel bir komplekse dönüşmüş.
Neredeyse dünyadaki her büyük şehirde bulunan dönme dolap (175 Rand) Wheel Cape adı ile Waterfront’da bulunuyor. Ankara’da hatta ülkemizde bu tip bir ortam yok. Bu format Singapur’da gördüğümüz Quay (kiy okunur) liman ve sosyal mekanların iç içe geçmiş hali.
Birçok yerde olduğu gibi Waterfront’da da İngiliz etkisi var
Uzun adından da anlaşılacağı gibi burası adını Kraliçe Elizabeth ve Prens Alfred’ den almış. Kraliçe ve Prens Cape Town’u ziyaret ettiklerinde bu yeni limanın inşaasının emrini vermişler liman bitince de adları buraya verilmiş.
Arkada Table Mountain manzarası ile fotoğraf çektirebileceğiniz Frame, Waterfront Saat Kulesi ve Two Oceans Aquarium da burada bulunuyor. Waterfront içerisindeki Time Out Food Market canınız ne çekerse bulabileceğiniz bir pazar yeri. Yine buradaki Watershed ise tasarım ürünler bulabileceğiniz bir mekan.
Roben Adası‘na giden tekneler buradan kalkıyor ayrıca onlarca üst düzey restoran da yine Waterfront da yer alıyor. Out of Africa ise hediyelik eşya bulacağınız en kaliteli mağaza ve bir şubesi de yine burada bulunuyor.
Ümit Burnu
Sonraki durağımız Ümit Burnu oldu. Yol üzerinde Simon’s Town var. Vaktimiz olsaydı bu güzel kasabada biraz vakit geçirmek isterdik doğrusu. Buranın False Bay’e kıyısı var. Konusu açılmışken False Bay (yanlış koy) dan da bahsedelim. Ümit Burnu’nu dönmek isteyen denizciler buraya geldiklerinde Afrika kıtasının en ucuna geldiklerini düşünerek dönüyor sonra yanlış yere girdiklerini anlıyorlarmış. Alttaki haritalara bakınca neden bu hataya düştüklerini anlayacaksınız. Esasen Ümit Burnu da Afrika kıtasının en güney noktası değil, en güney nokta Agulhas Burnu.
Güney Afrika için Dias çok önemli bir karakter
Ümit Burnu 1488’de Portekizli kâşif Bartolomeu Dias tarafından keşfedilmiş ve Dias vahşi doğa koşulları nedeniyle buraya Fırtınalar Burnu adını vermiş. Bu deniz yolunun bulunmasının nedeni o zamana kadar sadece karadan olan ticaret yollarının Osmanlı İmparatorluğu nedeniyle sekteye uğraması ve denizden Osmanlı’dan etkilenmeyecek bir yol arayışına girilmesi. Portekizli Dias, Kral II. Joao‘nun emriyle doğuya ve oradaki baharatlara ulaşılabilecek bir deniz yolu bulabilmek için yola çıkmış.
O zamanlarda ticaret yollarının sadece bir bölümü denizden geçiyordu ve bu yüzden doğuya giden tüccarlar Ortadoğu ülkelerini boydan boya geçmek zorundaydı. Dias, burnu keşfettiğini haber verince Kral bu keşfin doğuya ulaşan deniz yolunun yakında açılmasının mümkün olduğunu düşünmüş, bu nedenle Fırtınalar Burnu ismini Ümit Burnu olarak değiştirmiş. Bazı kaynaklar ise Fırtınalar Burnu isminin, gemicilerin moralini bozması nedeniyle Ümit Burnu şeklinde değiştirildiğini belirtiyor.
Dias hedefine ulaşamamış
Dias, Ümit Burnu’nu dönmüş ama Agulhas’ı geçtikten biraz sonra geri dönmüş yani Hindistan’a kadar gidememiş. 1497 yılından başlayıp 1498 yılında sonlanan bir yolculuk ile, Portekizli bir diğer kaşif, Vasco da Gama, Afrika kıtasını dolanarak Portekiz’den Hindistan’a, Avrupa-Asya seyahatini başarıyla tamamlamış.
Keşifle ilgili bu güzel sohbeti de izlemenizi tavsiye ederiz.
Ümit Burnu’na (Good Hope) geldiğinizde Funiculer ile (95 rand) yukarı çıkmanız gerekiyor. İsterseniz yürüyebilirsiniz ama biz teleferiği kullandık. Yukarı çıkınca yapmanız gereken iki rota var; bir tane düz devam edip köşedeki Deniz Feneri’ni görmek diğeri de merdivenlerden yukarı çıkarak tepedeki Deniz Feneri’ni görmek.
Cape Point ve Cape of Good Hope farklı noktalar
Üşenmemeli ve bu ikisi de yapmalısınız. Burası esasen Cape Point, daha sonra deniz seviyesine indiğinizde koordinat olan tabelanın olduğu yer ise Cape of Good Hope. Cape Point denizden 245 m yükseklikte yer alıyor. Daha önce de yazdığımız gibi burası Ümit Burnu (34° 21’26” S, 18°28 25″ E) olarak Afrika kıtasının en güneybatı ucu olarak biliniyor ama gerçekte en güney batıdaki nokta Agulhas Burnu.
1650 lerde Hollandalılar tarafından kurulmuş olan Cape Town, Ümit Burnu’dan geçen gemilerin yolculuğu altı ay sürdüğü için burada tedarikte bulunulması açısından çok önemli bir şehir. Ümit Burnu, Süveyş Kanalı açıldıktan sonra önemini kaybetmeye başlamış olmasına rağmen bugünlerde (2024) Süveyş Kanalı’nı kullanan gemiler Husi‘ler tarafından Yemen açıklarında saldırıya uğradığı için Ümit Burnu rotası tekrar popüler olmaya başladı ve Ümit Burnu’ndan ticaret gemilerinin geçişi yaklaşık %80 oranında arttı.
Alttaki animasyon trafiğin tarihe göre nasıl değiştiğini çok güzel gösteriyor.
Hout Bay
Haut Bay ve Camps Bay’e Victoria Road boyunca çok güzel bir yoldan gidiliyor. Burada spor ve yürüyüş yapanları bazen soğuğa karşı koruyucu kıyafetler ile surf yapanları görüyorsunuz. Yolun devamında Arslan Tepesi’ne çok benzeyen bir tepe daha var buraya da Küçük Arslan Tepesi deniyor.
Hout Bay biraz Ballestas Adaları’na benziyor
Hout Bay’den tekneye binerek kürklü fokları görmek üzere bir kayalıklara gittik. Gidiş, orada kürklü fokları görmek ve dönüş yaklaşık 1,5 saat sürüyor. Biz biraz Ballestas Adalarında yaptığımız geziye benzettik. Doğası Ballestas’a göre daha normal bir doğaydı ama daha fazla fok vardı.
Yaklaşık yarım saatte gidiliyor, yarım saat kalınıyor ve yarım saate dönülüyor. Oraya gidildiğinde motor durduruluyor ve rahat bir şekilde izleyebiliyorsunuz kürklü fokları. Ancak sakin gibi görünsede çalkantı var ve deniz sakin sayılmaz.
Bu yüzden eğer deniz tutuyorsa sabahtan bir metpamid tarzı bir şey almanızda fayda var.
Hout Bay’den kalkan teknelerle snorkeling ve Whale Watching (Balina Turu) da yapabiliyorsunuz.
Boulder’s Beach
Sonraki durağımız Afrika Penguenleri‘ni görmek için Boulder’s Beach oldu. Chapman’s Peak Drive boyunca yine harika okyanus manzarası ile buraya geçtik. Burada aracınızı park ettikten sonra Penguenlerin olduğu alana giriyorsunuz.
300-400 metre yürüyerek plajda penguenlerin yoğun olduğu bölgeye geçiliyor. Yürüme parkuru ahşap bir platform ve penguen gözlemi bu yol üzerinde yapılıyor. Dünyada pek çok çeşit Penguen bulunuyor ve Afrika Pengueni bunlar arasında en ufak olanlardan.
Ahşap yürüme yoluna girmeden önceki sahil olan Foxy Beach‘de çok az da olsa penguen olabiliyor. Eğer sahildeyken yani yürüme yolunda değilken penguenler yanınıza gelsin isterseniz burada bekleyerek şansınızı deneyebilirsiniz.
Bo-Kaap
Burası Cape Town’daki müslüman nüfusun toplandığı mahalle. Renkli evleri ile ünlü bu semtte ağırlıklı olarak Malezya, Endonezya ve Bangladeş’den gelen müslümanlar yaşıyor. Eskiden beyaz boyalı olan evlerde Apartheid döneminde sadece müslümanların yaşamasına izin verilmiş.
Apartheid döneminin sona ermesiyle özgürlüklerine kavuşan müslüman köleler evlerini rengarenk boyamışlar ve bu tarz turist çekim noktası olmasını sağlamış buranın. Malay Quater ya da Cape Malay olarak da bilinen Bo-Kaap birbirini kesen birkaç caddeden ibaret yani büyük bir semt değil. Bir zamanlar halka açık bir şekilde islami dini faliyetlerin yasak olduğu Bo-Kap’ın bir de camiisi (Auwal Camii) bulunuyor.
Buradaki önemli bir nokta yerel sanatçı Nathan Chikoto‘nun Sanat Galerisi ve bu semtte mutkaka görülmesi gerekenler arasında. Kola kutusu, gazoz kapağı gibi malzemelerden yarattığı sanat eserleri görülmeye değer. Özellikle boş Nespresso kapsülleri ile yaptığı hayvanlar çok etkileyici.
Long Street
Long Street Cape Town’un merkezindeki ana cadde. Üzerinde bazı mağaza ve restoranlar bulunuyor. Bizim otelimiz buraya çok yakın olduğu için gezdik ama gezmemek de çok büyük kayıp olmaz bizce. Akşam canlı müzik dinlemek isterseniz bu cadde üzerindeki Mama Africa‘ya Uber ile geçebilirsiniz.
Greenmarket Square
Long Street’in hemen üzerindeki Greenmarket Square’de Afrika Pazarı kuruluyor ama bizim çok ilgimizi çekmedi. Esasen ilgi çekici olabilir ancak biz burada satılan birçok şeyi Kenya’ya gittiğimizde almıştık belki de o yüzden bu defa buradan hızlı çıktık. Eğer birşeyler almak isterseniz 1/3 uygun bir pazarlık fiyatı diyebiliriz. Bu tip ürünleri satan 4-5 dükkan da Long Street üzerinde bulunuyor. Bu meydanın bir özelliği de bir zamanlar köle satışlarının yapıldığı yer oluşu.
Cape Town yeme içme önerileri
Yemek yeme konusu için ideal bölge Waterfront. Hem çok alternatif olması hem de güzenli olması nedeniyle buradaki restoranları seçebilirsiniz. Bunun dışında Gold Restoran hem yerel dans gösterileri hem de güzel yemek leri ile tercih edip memnun ayrılacağınız bir mekan.
Üzüm Bağları ve Şarap Tadımı
Cape Town ve çevresindeki üzüm bağları hem yemek yemek hem de şarap tadımı yapmak için çok hoş yerler. Stellenbosch bölgesinde bu amaçla hizmet veren çok çiftlik bulunuyor. Biz bu çiftliklerden birini ziyaret ettik, şarap tadımını da bir kooperatif şirketi olan ve farklı markaları bünyesinde barındıran KWV‘de yaptık.
Gezimizin Cape Town ayağı bittikten sonra Victoria Şelaleleri’ni görmek ve Safari yapmak için Zimbabwe’ye geçtik. Gezinin devamı için tıklayın.
Bu yorumu okuyan gözü kapalı yola çıkabilir.Hiç bir şey atlanmamış????
Çok teşekkürler ne mutlu bize.
Harika bir gezi yazısı her zamanki gibi..
Çok teşekkürler 🙂
Yeterli butun detaylar cok guzel yazilmis. Resim ve videolar harika. Okurken yeniden yasadim bu seyhati. Cok tesekkurler.
Çok teşekkürler, böylece anılarımız hep bir yerde kalmış oluyor.Edit için ayrıca teşekkürler.
Tüm detayları ile gezimiz çok güzel aktarılmış, yeni gezginlere referans olarak kullanmalarını tavsiye ederim
Çok teşekkürler. Gezginlere faydalı olabilmek çok önemli bizim için gerçekten.
Her zaman söylediğim gibi kaliteli bir ekiple her detayın düşünüldüğü bir geziydi, bize de keyfini çıkarmak düştü. Yine yine giderim
Çok teşekkürler Şaziye. Dostlarla gezmek çok keyifli.
Cape Town bu kadar güzel gezilirdi. Ekip güzel rehber ayrı güzel aktiviteler harikaydı
Ekip herşeyin başı zaten. Yeni gezilerde birlikte olmak dileği ile…
Cape town’a gidecekler icin çok güzel hazırlanmış, yolculuk yazısı, yolculuğa tutku bu olmalı.
Aynen; ilk gün gibi tutkumuz devam ediyor.
Bu yazıları okuyunca tekrar hatırlıyorum geziyi. Penguenleri hep çok görmek isterdim. Sonunda oldu. Teşekkürler Yolculuk tutkusu
Birlikte ne kadar çok ülke gezdik, çok şey gördük, deneyimledik. Başka gezilerde devam etmesi dileği ile…