Torres del Paine

Torres del Paine

El Calafate‘den ayrılarak artık Şili’ye geçmek üzere aracımızla yola çıktık. Tabii ki önce Şili sınırı var geçilmesi gereken.  Sınırdan taze-meyve ve bu tarz şeyler sokmak yasak. Bu konuda beyan veriyorsunuz ve beyana aykırı üzerinizde ya da bavulunuzda birşey bulunursa cezası var bilginiz olsun.  Önce tabii ki pasaport işlemleri sonra valizinizi alıp x-ray cihazından geçmeniz gerekiyor. Bazen rastgele açtırabiliyorlar. Sınır geçişi sonrası genellikle ilk durak olarak Puerto Natales‘de konaklanmasına rağmen biz Puerto Natales’den Punto Arenas’a uçacağımız için bu şehri sonraya bıraktık ve Torres del Paine Milli Parkına devam ederek konaklamayı orada yaptık.

Hiç şüphesiz ki “Torres del Paine” dünyadaki en etkileyici doğal parklardan birisi. 1975’de “National Forestry Service” ve 1978’de “United Nations” tarafından “Dünya Biosfer Reservi” olarak kabul edilmiş ve koruma altına alınmıştır. Park faunası, florası, gölleri, zirveleri ile emsalsiz ve sayısız trekking, kayaking, rafting, tırmanma, buz tırmanma tutkununu her sene kendisine çekiyor.

“Mavi kuleler” anlamına gelen milli park içerisinde yerleşim yeri yok sadece 100 kişi kapasiteli bir kamp evi var (Paine Grande Mountain Lodge). Buraya sırt çantalı trekking tutkunları genelde 3-4 günlüğüne geliyorlar ve “W” şeklindeki parkuru 3 tamamlayarak buradan ayrılıyorlar.

Buraya Pehoe Gölü üzerinden günde 2 defa sefer yapan bir katamaran ile geliniyor ve başka ulaşım yolu yok. Kamp evinde odalar genelde 6 kişilik ve odalarda ısıtma yok. Ranza sistemli yataklarda kendi uyku tulumunuzla uyumanız gerekiyor. Bizim ekibin yanında uyku tulumu vardı ama yanınızda yoksa 5$’a kiralayabiliyorsunuz. Genelde % 100 dolu olan bu tesise önceden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Eğer yer bulamazsanız alternatifiniz bahçede çadır kurmak.

“W” şeklindeki rotanın her parkuru ortalama 25 km uzunluğunda ama farklı zorluklarda. Doğa inanılmaz güzel ve gerçekten yürümeye doyum olmuyor çünkü her köşede sizi yeni bir güzellik bekliyor.

Parkın 4 tarafı buzul; Grey, Dickson, Zapata ve Tyndall. Parkta 18 çeşit su kuşu, 11 çeşit yırtıcı kuş dahil 105 kuş bulunuyor. Parkta lama, tavşan, tilki, geyik, guanako, puma dahil 25 memeli yaşıyor. 200 bitki tanımlanmış.

Burayı tarif etmek için kamp evinde gördüğüm bir yazıyı aynen aktarıyorum:

“Many Glaciers, one Puma, a lot of mountains, two forest, four grey foxes, a lot of wind…really wind.!!, the sun, also the moon, many many many stars, a magellanic woodpacker, a lot of ice, five lakes, two rivers, three cascades, a big pampa, four lagoons, two beaches, four or five gringos, a dumb guide, a big field of ice, one prairie, four upland gooses, a dangerous “black cat” and ME !!

Torres del Paine….

Torres del Paine Milli Parkında bulunduğumuz ikinci gün uzun bir yürüyüşe çıktık. Grey Buzuluna kadar süren bu yürüyüş yaklaşık 20 km sürüyor. Bir insan daha fazla doğa ile baş başa kalamaz sanırız. Torres del Paine’de trekking trekkingcilerin en popüler destinasyonlarından birisi. Bir çok ülkeden bu işin tutkunları buraya akın ediyorlar.

Parkta olduğumuz süre içerisinde gezi liderimiz ve rehberimizin kurduğu doğa ile baş başa büyük çadırda hazırlanan yemeklerimizi.

Ertesi gün daha kısa bir yürüyüş parkurunu bitirdikten sonra Şili’nin küçük balıkçı kasabası Puerto Natales‘e doğru yola çıktık.

Diğer Şili yazılarımız da okuyun.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZIN