Malta ve Osmanlı
Malta Şövalyeleri, Akdeniz’de kuvvetli oldukları dönemde Türk gemilerine taciz saldırılarına başlamışlardı. 1564 yılı ortalarında, Şövalyelerin en kıdemli denizcilerinden Mathurin Romegas komutasındaki birliklerin yaptığı bir saldırıda, içlerinde Osmanlı sarayının haremağası, İskenderiye ve Kahire valileri ve pek çok önemli tacirin esir alınması, Padişah Kanuni Sultan Süleyman’ın Malta adasına sefer düzenlenmesi ve şövalyelerin hakimiyetinin sonlandırılması konusunda ikna edilmesini kolaylaştırmıştır.
Söz konusu olaydan kısa bir süre sonra, Piyale Paşa ve Trablusgarp beylerbeyi Turgut Reis’in Akdeniz’de oldukça stratejik bir konumda olan ve Osmanlı topraklarına karşı tehdit oluşturan Malta adasının ele geçirilmesi konusundaki ısrarlı yaklaşımları, bu isteklerinin Divan’da kabul edilmesini sağladı ve Osmanlı donanması kaptan-ı derya Piyale Paşa komutasında Akdeniz’e açıldı.
Türk donanması 144 savaş gemisi (büyük ve küçük kadırga) ve 50 nakliye gemisinden oluşuyordu. Söz konusu gemiler 30.000 civarı asker taşıyorlardı. (O döneme ait yabancı kaynaklar da benzer rakamlardan bahsetmektedirler). Donanmaya Piyale Paşa, kara ordusuna ise Kızılahmedli Mustafa Paşa komuta ediyordu. Ayrıca Trablusgarp’tan hareket edecek Turgut Reis ve Cezayir’den hareket edecek Hasan Paşa’da ellerindeki birliklerle kuşatmaya dahil olacaklardı.
Bu durumdan 1565 yılı başlarında İstanbul’daki casusları vasıtasıyla haberdar olan Hospitalier Şövalyeleri’nin lideri Jean de Valette, adanın savunması için İtalya’dan asker toplamaya ve St. Angelo, St. Michael ve St. Elmo kalelerini güçlendirme çalışmalarına başladı.
1565 yılında Malta adasının Osmanlı İmparatorluğu kuvvetleri tarafından kuşatılması başladı. Osmanlı donanması komutanları arasındaki anlaşmazlıklara ve iletişimsizliğe rağmen, kuşatmanın sonuca varmak ve adanın düşmek üzere olduğu günlerde Malta Şövalyelerine yardıma gelen 25.000 askerlik İspanyol Birliğinin Malta’nın kurtuluşunda önemli bir rol oynadığı yazılır.
Tarih boyunca yaşanan en kanlı ve şiddetli savaşlardan biri olarak gösterilen kuşatma, Hospitalier Şövalyeleri’nin galibiyeti ve Osmanlı kuvvetlerinin kuşatmayı kaldırması ile sonuçlandı. O dönemde Osmanlı’ya karşı hiç galibiyet elde edemeyen Avrupa’nın bu başarısı 16. yüzyıl Avrupa’sında büyük ses getirmiştir. Hatta ünlü düşünür Voltaire’in bile bu savaştan abartılı bir şekilde bahsederken “Hiçbir şey Malta Kuşatması kadar ünlü değildir.” dediği belirtilir. Kuşatmanın sonunda Avrupalı’larca benimsenen Osmanlı ordularının yenilmezliği algısı değişerek yerini Akdeniz’deki İspanyol hakimiyetine bırakmıştır.
Çok büyük askeri başarı gösteren Malta Şövalyelerinin başı Jean de la Valette’in ismi adanın başkentine verilmiştir.
Diğer Malta yazılarımızı da okuyun.