THY’nın Tallinn’e direkt uçuşu yok (Güncelleme: artık THY İstanbul’dan direkt uçuyor) bu nedenle eğer farklı bir plan yapmadıysanız buraya Riga yada Helsinki‘den gelmeniz gerekiyor.Eğer Tallinn’e Helsinki’den feribotla gelecekseniz Tallinn’den (Estonya) Helsinki’ye, Helsinki’den Tallinn’e gidip gelmek burada çok moda. 3 feribot şirketi (Viking Line, Tallink ve Silja) ve 3 deniz otobüsü şirketi (Linda Line, Nordic Jet Line ve Tallink) karşı kıyıya Tallinn’e sefer düzenliyor. Çoğunlukla turistler aynı gün gidip akşamına dönüyorlar.Genelde feribot daha ucuz deniz otobüsü daha pahalı oluyor (1,5 saat sürüyor) ama firmaya ve promosyonlara göre tersi de mümkün. Fiyatlar yılın gününe, günün saatine göre de değişiyor. Genelde erken saatler daha pahalı gün ortaları daha ucuz. Biz Tallink’i seçtik çünkü Viking Line 11:30 da 2.5 saatte Tallink ise 10:30 da 2 saatte gidiyor dolayısı ile oraya yarışınız 1.5 saat erken oluyor.
Biz buradan Estonya’ya oradan da Letonya’ya geçeceğimiz için tek yönlü aldık biletimizi.Bir kişi tek yön bilet+servis ücreti+ vergi toplam 40 euro (Viking Line ise 38 euro idi). Diğer bir alternatif de “Slija Line”. Feribot’a kalkış saatinde gelip bilet alıp binebilirsiniz. Önceden bilet aldıysanız kalkış saatinde gelip check in yaptırıp biniş kartınızı almanız lazım. Eğer çok popüler bir saat değilse feribot genelde dolmaz. Feribot dememiz sizi yanıltmasın bir cruise gemisi demek daha doğru olur. Gemiye bindiğinizde feribot tarzı pullman koltuklar beklemeyin. Cafe Bar tarzı ve lobby tarzı bir sürü alan mevcuttur. İstediğiniz yere oturabilirsiniz ve servis almak zorunda değilsiniz. Manzara nedeni ile popüler yer 9. kat geminin ön kısmıdır.
Tallinn’e vardığınızda otele gitmek için taksiye ihtiyacınız olacak ya; o konuda dikkat etmeniz gereken bir nokta var o da 3 çeşit taksi olduğu. Gri taksiler en ucuz (açılış 2.50 euro), beyaz taksiler orta (açılış 2.88 euro), sarı taksiler ise en pahalısı.(açılış 3.08 euro) Ama bu farklar çok fazla değil yani bulamazsanız binebilirsiniz ama tercihinizi bu renklere göre yapmalısınız. Bu arada birimlerden anlaşılmıştır ama; Estonya’da euro kullanılıyor.
Tallinn’de tüm gezilecek yerler “Old Town” da yani “Eski Şehir” de. Bu bölge çok rahat gezilecek herhangi bir ulaşım aracına ihtiyacınız olmayacak büyüklükte. Görülmesi gereken yerlerin araları çok yakın olduğu için birisinden birisine nasıl geçeceğinizi yazmayacağız sadece görmeniz gereken yerleri yazacağız. Şehrin kalbi ve ana meydanı “Raekoja Platz”. Eski Belediye Binasının olduğu meydan UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alıyor. Meydana açılan binalar 11 yy ile 15. yy arasında yapılmış.
Bir kısmı bugünlere orjinal olarak kalırken bazıları orjinaline sadık kalınarak restore edilmiş. Eski zamanın pazar yeri olan meydan şimdinin aktivasyon, yemek ve buluşma mekanı. Her çarşamba bu meydanda bir market kuruluyor. Daha çok giyim ve hediyelik eşya ağırlıklı saat 17:00-18:00 gibi kalkıyor. Güzel bir market seyahatinizi çarşamba Tallinn’de olacak şekilde düzenlemeniz güzel olabilir. Merkezde yuvarlak bir taş var. Bu taşın üzerinde durduğunuzda Şehrin 5 kilisesinin kulelerini görebildiğiniz yazıyor heryerde. Biz taşı bulduk ama 4 kule görebildik. Ya başka taşı bulduk 🙂 yada bir yeni bir bina yapıp kulelerin birini kapatmışlar 🙂 . Meydandaki en önemli ve en büyük bina “Tallinn Hall Town” yani eski belediye binası. Bina Tallinn’in simgelerinden sayılıyor ve girişi 4 euro. Pazar günleri kapalı diğer günler saat 16:00’ya kadar gezilebilir. Tallinn’in koruyucusu ve kurucusu olan Old Thomas’ın elinde yayı ile olan sembolü kulenin zirvesindedir. Yine bu meydandaki önemli bir binada “Tallinn Town Hall Pharmacy” dir. Tüm Avrupa’daki en eski ve hala işleyen eczanedir. Ne zaman açıldığı bilinmemekle birlikte bu eczaneye ait en eski dökümanlar 1422 yılına dayanmaktadır. Eczane’de satışlar hala devam etmektedir. Eczanenin bir kısmı ücretsiz gezilen bir müzedir. Binayı bulabilmek için yüzünüzü Belediye Sarayına verin sol elinizin arkasındaki köşede sokak başındaki beyaz bina. Yine Meydan’a yakın önemli bir yapı da “Holly Sprit Church” dür (Püha Vaimu Kirik). 14.yy a ait bu sekizgen kilise iç ve dış yapısı ile dikkat çeker. 17.yy da eklenen dış ortamdaki mavi büyük saat Tallinn’in en eski ve önemli dış mekan saatidir. İç mekandaki Altar’ı kaçırmamalısınız. Yakınındaki düşkünler evinin (Holly Sprit Almhouse) bir parçası olarak yapıldığı için ismi buradan gelmektedir (giriş 1 euro)
Buraya kadar gelmişken çok yakındaki “Katarina Kaik” yani Katarina Geçitini de görmelisiniz. Yeri biraz zor olan bu geçiti bulmak için Eczanenin yanındaki sokaktan çıkın aşağıya doğru inin “Vene” sokağına geldiğinizde sola dönün hemen 20-30 m ileride çaprazında taştan bir kemerli küçük giriş göreceksiniz. Orası “Katarina Geçiti” dir. Geçit bittiğinde sağa dönerseniz 2 kulesi ile “Viru Gate” karşınıza çıkar. Esasen burası eski şehrin çıkış kapısıdır. Şu an için amber satan mağazalar, bir sıra çiçekçi ve bol bol restaurant bulunur.
Şimdi “Viru” sokağını takip ederek geri meydana dönün. Bu defa meydana açılan sokaklardan “Dunkri” den çıkın. 1 sol 1 sağ yaptığınızda “”Lühike Jalg” a ulaşmış olursunuz. Burası sizi “Toompea” tepesine çıkaracak olan merdiveni hoş geçittir. Yolun sonu “Alexander Nevsky Katedrali” ne çıkar. “Toompea” tepesi üzerindeki bu Rus Ortadoks Katedrali muhtemelen Tallinn’in en önemli ve en ünlü yapısıdır. Dış cephenin güzelliğini fotoğrafladıktan sonra içeriyi de kaçırmayın. Bu Katedral Tallinn’de yaşayan Ruslar için yapılmıştır. Bu nedenle Estonya’lılar bu Katedrali pek sevmezler. Katedral 12. yy’da yaşamış, 15. yy’da ulusal kahraman ve aziz ilan edilen Prens Alexander Nevsky’e ithaf edilmiştir. St. Petersburg’lu mimar Mikhail Preobrazhenski tarafından çok ihtişamlı olarak yapılmıştır.
Katedralin karşısındaki banklara oturup dinlenirken hemen solunuzda kalam pembe yapı inansanız da inanmasanızda “Domberg Castle” yani kaledir. 1219 yılında ilk Danimarka istilası için yapılan kalenin orjinal kulesi solda pembe binaya bitişiktir. Ana pembe kısım 18 yy’da eklenmiştir ve şu anda Estonya Parlementosu’na ev sahipliği yapmaktadır.
Buraya kadar gelmişken biraz yokuş aşağı inerseniz “Kike in de Kök” e ulaşırsınız. 36 m yüksekliğindeki gözetleme ve topçu kulesi ilk olarak 15. yy’da şehri müdafa amacı ile yapılmış ne kuledeki boşluklar önceleri okçular daha sonra topçular tarafından kullanılmış. Almanca “peep into kitchen” anlamına gelen kuleden hikayeye göre askerler evlerindeki mutfakta ne yemek pişiyor görebiliyorlarmış. Kulenin içerisi çok güzel düzenlenmiş kulenin tarihini anlatan bir müzedir (giriş 4 euro, foto 1 euro). Üst katında bir kafe vardır. Bu güzel kuleyi mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye edeceğiz. Kuleler arası tünellerde ziyarete açık bu ayrı ücrete tabii ve randevu gerekiyor.
Katedral ve Kale arasından yokuş yukarı devam ettiğinizde yol sizi “Dome Church” (Talinna Toomkirik) ‘e götürür. İlk ahşap hali 1214 yılında yapılan ahşap hali muhtemelen Estonya’nın en eski kilisesidir. Sonradan yapılan eklemeler ve yeniden yapımlar sonrası gotik görünümüne 17 yy’da, süslemeli iç yapısına 18 yy’da kavuşmuştur. Kilise gezmekten gezip içeriye girmek istemeyebilirsiniz ama ama bu kilisenin içerisi eskiliği ve orjinalliği ile etkileyicidir mutlaka girmelisiniz. Kilisenin burada gömülü bir adamla ilgili bir hikayesi vardır. Kilisenin içine girip güneye doğru gittiğinizde büyük bir yassı taş vardır ve bu kişi burada gömülüdür. Johann adındaki bu kişi şaraplı, kadınlı, müzikli, gürültülü partileri severmiş. Ölüm döşeğinde yaşadığı hayatla ilgili ani bir pişmanlık duymuş ve kilisenin topraklarına gömülmeyi vasiyet etmiş. Bunu isterken buraya gelip dua edecek insanların duasının onun yaşadığı günah dolu hayatın ağırlığını bir derece olsun azaltacağını düşünmüş… Nasıl hikaye ama…
Bu bölgede şehrin manzarasının görüldüğü 3 adet seyir terası var. Birisi yeni şehire bakıyor yaramaz, ama “Kohtu” sokağının sonundaki (Kohtuotsa Platform) ve özellikle “Rahukohtu” sokağının sonundaki (Rahtuotsu Plartform) çok güzel manzaraya sahipler. Tam önünde fotoğraf çektirmelik yerler…kaçırmayın…
Buradan şehir medanına doğru inerken “Pikk Jalg” ı kullanın. Çıkarken kullandığınız merdivenli geçit olan “Lühike Jalg” ın bir benzeridir. Eğer mola vermek isterseniz yol üzerindeki cafede yerel “Saku” birası içerek dinlenmek iyi bir fikir olabilir.
İlk gün Meydan’ın sol tarafını ziyaret etmiştik bugün ise Meydan’ın sağ tarafında yer alan önemli yapıları göreceğiz. İlk durak “Talinna Linnamüür” (Kodulinna Maja) ya da kısaca sıra sıra surlar ve kulelerin olduğu takibinde “St. Olav’s Church” un olduğu bölge. Burası Meydanın limana doğru yukarısında kalır yan yana 7 adet kule ve aralarında surlar vardır. Bazı yerlerde surlara bitişik evler görebilirsiniz. Bazı kuleler halka açıktır. Bu kuleleri takip ederseniz “St.Olav’s Church” (Oleviste Kirik) e ulaşırsınız. 124 m yüksekliği ile Tallinn’in en önemli yapılarındandır. 1500-1650 yılları arasında Avrupa’nın en uzun yapısı olmuştur. Hikayeye göre Olav adında halktan birine burası verilmiş ancak burayı ticarethane olarak kullandığı ortaya çıkarsa Olav kasabalıya bedava iş yapacakmış. İşin aslı ise şöyle; Kilise ismini Norveç Kralı Olav Havaldson’dan almaktadır. Kilisenin tarihi 1267, iç bezemeleri 1840 yılına dayanır. Kilise 3 defa büyük yangın geçirmiş ve tekrar yapılmıştır. Hatta bu yangınların birisinde yangının Helsinki’den izlendiği rivayet edilir. Soğuk savaş döneminde KGB ajanları bu kilisenin çatı katında telsiz üssü kurarak buradan bilgi göndermiştir. Kiliseye giriş ücretsizdir. Yazın kilise açıkken yakalarsanız kulesinin tepesine çıkıp güzel bir Tallinn manzarasını yakalayabilirsiniz (2 euro). 258 basamak bize 1258 basamak gibi geldi. Bu kadar dik, bu kadar uzun bir minare daha önce çıkmamıştık sanırım; ama pişmanmıyız… asla, bir daha olsa çıkarmıyız…evet.
Bu kilisenin biraz arkasında bir Kule daha var. Bu kule geniş yapısından dolayı “Fat Margaret” olarak anılıyor. Şu anda Gemicilik Müzesi olarak hizmet veriyor (3.5 euro).
Tallinn’de görülmesi gereken yer yaklaşık 3-4 km uzaklıktaki Kadrioru Palace, aynı isimdeki park ve ona bitişik President Palace. Park güzel ayrıca Palace’ın bahçesi de güzel gezilmeli. Palace ise ikona ağırlıklı bir müze. Giriş 4.5 euro. Karar size kalmış. Buraya yürüyerek gidebileceğiniz gibi (yürüme yolu büyük bir bulvardan olduğu için zevksiz) 3-5 euro verip taksiye de binebilirsiniz.
Çok yürümek istemeyenler için meydandan kalkan bir minyatür tren var. 20 dakikalık bir tur atıyor. Her yeri değil ama bu yerlerin bazılarından geçiyor ona binebilirsiniz. Ya da bir yerden bir yere gitmek için arkası kabinli 3 tekerlekli bisiklet şeklinde taksiler var onlara binerek noktalar arası hızlı ulaşım sağlayabilirsiniz.
Biz buradan Riga’ya (Letonya) geçeceğiz. Bunun için en iyi alternatif otobüs. Tallinn’in ana otobüs terminalinden Riga’ya 2 firma gidiyor. Bussexpress ve Eurolines Lux Express. Lux Express’in otobüsleri daha kaliteli, internetli ve free sıcak içecekli. Tek yön fiyatı 21.45 euro. Biletinizi terminalden (Talinna Bussijaam) alabileceğiniz gibi internetten de alabiliyorsunuz. Yolculuk 4.5 saat sürüyor.
Talinn gezimizde sizin bu yorumlarınızı print ettik ve en önemli rehberimiz oldu. Teşekkürler
Çok teşekkür ederiz. İyi Geziler.
Bu gezimizde de yolculuk Tutkusu ana rehberimiz oldu, açıklamalar ve yönlendirmeler şahaneydi teşekkürler
Harika, çok sevindik. Gezginlere yol göstermek çok önemli bizim için.