Johannesburg Gezi Rehberi
Kısaca Jo’burg, Joburg ya da Jozi de denilen Johannesburg Güney Afrika Cumhuriyetinin 4,5 milyonluk nüfusu ile en büyük şehri. Johannesburg Mandela’nın evinin burada bulunmasıyla, Soweto’su ile ve dünyanın en tehlikeli şehirler listesine sık sık girmesi ile ünlü. Bu yazımızda Güney Afrika Cumhuriyet ile ilgili bilgilere girmeyeceğiz. Bu bilgileri verdiğimiz Cape Town yazımızı okumak için tıklayın.
Johannesburg’a nasıl gidilir?
İstanbul’dan Johannesburg’a direkt uçuş bulunuyor. Bunun dışında farklı havayollarının aktarmalı uçuşları ile de Joburg’a gitmek mümkün. Biz mümkün olduğu kadar tercih etmiyoruz ama aktarmalı da giderim diyorsanız skyscanner‘dan uçuş araştırabilirsiniz. Johannesburg için vize gerekli mi? Güney Afrika Cumhuriyeti 30 güne kadar yapılan ziyaretler için Türk vatandaşlarından (hem yeşil hem normal pasaport sahipleri için geçerli) vize istemiyor.
Johannesburg’a ne zaman gidilir?
Johannesburg’u ziyaret etmek için en iyi zamanlar Mart’tan Mayıs’a ve Eylül’den Kasım’a kadardır. Bu aylarda kalabalık daha azdır, hava nispeten sıcak ve kurak olur. Bununla birlikte, Joburg’un Güney Yarımküredeki konumunundan dolayı kışlarının haziran ayında başlayıp ağustos ayına, yazlarının ise aralık ayından şubat ayına kadar sürdüğü anlamına geldiğini unutmayın.
Bunun sonucunda bölgenin büyük kalabalıklar ve yüksek fiyatlar ile tanımlanan yüksek sezonu oranın yaz yani bizim kış aylarımıza denk geliyor. Ancak Mart ayında sıcaklıklar düşmeye başlayıp şehir sakinleştiğinde otel ve uçuş fiyatları daha makul oluyor. Bu da kış aylarını Jozi’yi az bir bütçeyle keşfetmek için ideal bir zaman haline getiriyor.
Düzenlediğimiz turlara katılarak bizimle birlikte gezmek isterseniz Whatsapp Kanalımızı Takip edebilirsiniz. Whatsapp Kanalımız Takip etmek için tıklayın. Duyurulardan haberdar olmak için Sessiz modu kapatmayı unutmayın. Fotoğraflara tıklayarak Facebook ve Instagram sayfalarımızı takip edebilirsiniz.
Johannesburg Tehlikeli Mi?
Johannesburg tehlikeli mi? Bu şehirde çok sık silahlı gasp olayı yaşandığı için tek başınıza dolaşmamanız tavsiye ediliyor. Turist gruplarına bu şekilde bir saldırı ise hiç olmuyor. Şehirde dolaşmak güvenli olmadığı gibi otel odasından da hırsızlık olayları sık sık rapor ediliyor Jo’burg’da. Bu nedenle otel odasında kilitsiz durumda birşey bırakmamanız hatta değerli eşyaları otel kasasında değil kendi bavulunuzda kilit altında tutmanız çok iyi olur.
Johannesburg’da nerede kalınır? Joburg’da konaklamak için en çok tercih edilen ve en güvenli bölge Sandton. Araçsız bir yerden bir yere yürümek tehlikeli olduğu gibi araçla da çok güvende değilsiniz. Kırmızı ışıkta beklerken çok silahlı gasp yaşandığı için kırmızı ışıkta durmamak çok sık yapılan bir şey. Mağazaların, restaurantların, resmi dairelerin, bazı evlerin önündeki özel güvenliklerden şehrin ne kadar güvensiz olduğunu hemen anlıyorsunuz zaten.
Johannesburg Gezilecek Yerler
Nelson Mandela Meydanı: Güney Afrika Cumhuriyeti denince akla ilk gelen isim tabii ki hayatını ırkçılık ile mücadeleye adamış bu uğurda 27 yılını hapiste geçirmiş ama en sonunda ülkenin başkanı olan Nelson Mandela. Nelson Mandela konusu çok ayrı bir konu olduğu için onu ayrı bir yazıda yazdık. İlgili yazı için tıklayın. Nelson Mandela denilince de tabii ki Apartheid yani Irkçılık rejiminden bahsetmek gerekir. Bu konu da uzun bir konu olduğu için bu konuda ayrı bir yazı yazdık. İlgili yazı için tıklayın.
Bu kadar ünlü bir isme ayrılan bir meydan olunca beklenti de haliyle yüksek oluyor. Ancak Nelson Mandela Meydanı etrafı restaurant ve mağazalarla çevrili bir boş alan denebilecek kadar özelliksiz maalesef. 6 metrelik Nelson Mandela Anıtı AVM’nin girişinde bulunuyor. Burayı gezerken “en azından meydanın ortasında dursaydı” diye düşünmeden edemedik.
Soweto (South Western Townships): Güney Afrika Cumhuriyeti’nde ırkçılığın en yoğun yaşandığı dönemlerde en büyük şehir burası olduğu için siyahlar Johannesburg’a akın etmiş. Şehre gelen siyahlar şu anda Soweto olarak adlandırılan bu bölgeye yerleştirilmiş. Nelson Mandela, Desmond Tutu gibi geleceğin siyahi liderleri de bu mahallede yaşamış. Johannesburg gezi rehberi
Soweto, 1930’larda Beyaz hükümetin Siyahları Beyazlardan ayırıp siyah kasabalar yaratmaya başlamasıyla kuruldu. Siyahlar Johannesburg’da beyaz banliyölerden genellikle bir nehir, demiryolu yolu, sanayi bölgesi veya otoyol ile ayrılan kordon sanitaire (veya sıhhi koridor) adı verilen bölgelerin arkasına taşındırıldılar. Bu, 1923 tarihli meşhur Kentsel Alanlar Yasası kullanılarak gerçekleştirildi.
Avrupa Dışı İlişkilerden sorumlu Başkan William Carr, 1949’da Soweto’nun isimlendirilmesini başlattı. Johannesburg’un güneybatısındaki ilçelere ortak bir isim verilmesi için bir yarışma yapılması çağrısında bulundu. İnsanlar bu yarışmaya büyük bir coşkuyla karşılık verdi.
Belediye meclisine önerilen isimler arasında, Mpanza’nın ismine ve onun Orlando’daki kiracıların kötü durumunu belediye meclisinin dikkatine sunmadaki rolüne atıfta bulunan, Mpanza’nın yeri anlamına gelen KwaMpanza da vardı. Belediye meclisi SoWeTo (Güney Batı İlçeleri) kısaltmasını kullanmaya karar verdi. Soweto adı ilk kez 1963 yılında kullanılmış ve 1976’da ilçedeki öğrenci ayaklanmasının ardından kısa sürede uluslararası alanda tanınmaya başlamıştır.
Soweto, Güney Afrika’nın en büyük Siyah şehri haline geldi, ancak 1976’ya kadar nüfusu yalnızca geçici ikamet statüsüne sahip olabiliyordu ve Johannesburg için iş gücü görevi görüyordu. Apartheid rejimi sırasında iç karışıklıklar yaşandı. 1976’da Afrika dillerinin Afrika okullarında kullanılması yönündeki kararın yol açtığı ciddi isyanlar yaşandı; isyanlar şiddetle bastırıldı; 176 grevci öğrenci öldürüldü ve 1000’den fazla kişi yaralandı.
Bunu reformlar takip etti, ancak isyanlar 1985’te yeniden alevlendi ve Nisan 1994’te ırksal olmayan ilk seçimler yapılana kadar devam etti. 2010’da Güney Afrika’nın en eski ilçesi, FIFA Dünya Kupası Finaline ev sahipliği yaptı ve tüm ülkelerden bir milyardan fazla futbol seyircisinin ilgisini çekti. tüm dünya Soweto’ya odaklanmıştı.
Vilakazi Street (Vilakazi Caddesi): Vilakazi Caddesi başlı başına bir efsanedir ve adını Witwatersrand Üniversitesi’nde (WITS) ders veren ilk siyahi adam olan entelektüel, şair ve romancı Dr. BW Vilakazi’den almıştır. Dünyanın en ünlü ilçesi Soweto‘da bulunan Vilakazi Caddesi’nin övgüleri cadde boyunca uzanıyor. İKİ Nobel Barış Ödülü sahibi Nelson Mandela ve Başpiskopos Desmond Tutu‘ya ev sahipliği yapar.
Mandela Evi Müzesi dünyanın her yerinden gelen ziyaretçileri ağırlarken, Başpiskopos Tutu’nun evi de bu caddede. 2021 yılında ölümüne kadar mahallede keyifli yürüyüşler yaptığı söylenir. Sokak aynı zamanda 1976 öğrenci ayaklanmasında polis tarafından öldürülen Hector Pietersen‘i de anar. Altta bu olayı ve Hector’u daha uzun anlatıyoruz.
Bugün Vilakazi Caddesi, ziyaretçilerini otantik yemek mekanlarının, sırt çantalı gezgin pansiyonlarının, girişimci merkezlerinin ve canlı ve davetkar bir topluluğun ortasında bu ikonik simgesel yapılara davet ediyor.
Nelson Mandela’nın Evi (Mandela House): 8115 Orlando West, Vilakazi ve Ngakane Sokaklarının Köşesi, Soweto; Güney Afrika’nın tarih dokusuyla örülmüş, yüksek arazilerde esen rüzgarların fısıltılarından, tarih severlerin Nelson Mandela ve Winnie’nin hayatını ve zamanlarını yeniden yaşadığı Soweto’daki yakındaki restoranlardaki çatal bıçak seslerinden duyulan bir adres. 1945 yılında inşa edilen Mandela evi, Johannesburg Şehri’nin Orlando’daki yeni evler için açtığı ihalenin bir parçası olarak hizmete açılmış.
Ev küçük olsa da ailenin özgür bir Güney Afrika için verdiği muazzam mücadeleyi sığdıracak kadar büyük. 1946 yılında ilk eşi Evelyn Ntoko Mase’nin mandela’nın yanına taşınmasıyla hayata başlamış. 11 yıl sonra ve 1957’de sonuçlanan boşanmayla Mandela, ikinci eşi Winnie Madikizela ile yaşamaya başlamış.
Mandela’nın bu noktadan itibaren mücadele yıllarının çok azını evde geçirebilmiş. Mandela mücadeleye odaklanmışken alenen tacize, işkenceye ve hapse maruz kalan kişi Winnie olmuş.
Annelerinin Apartheid polisi tarafından sürüklenişini izleyen kızların uzaktan çığlıklar evin duvarlarında uğultu yapıyor hala.
Bu eziyet Winnie’nin çocuklarıyla birlikte hayatına devam etmek için Brandfort’taki sürgünden döndüğü 1962’den 1986’ya kadar rutin olarak sürmüş. 28 Temmuz 1988’de Winnie ve Nelson’ın sevgili evi çıkan bir yangında yerle bir olmuş. Topluluk, Mandela’nın evinin yeniden inşasına yardım etmiş ve ev yeniden inşa edilmiş. Ev, 11 yıl sonra, 16 Mart 1999’da kamuya ait miras alanı statüsüne layık görülmüş ve şu an bir müze.
Hector Pieterson Memorial: Öncelikle kısaca Hector Pieterson kimdir ondan bahsedelim; Apartheid döneminde okullarda beyaz çocuklar İngilizce eğitim görürken siyahi çocuklar Afrika dilinde eğitime zorlanıyor. Siyahi öğrenciler bu durumu protesto etmek için 1976 yılında eylem yapıyor.
Ama eylem inanılmaz masum bir eylem. Çocukça toplanıp yüzlerinde gülümseme ile toplanıyorlar. Fotoğraflarda çok net görülen yüzlerindeki gülümsemeden bunun onlar için bir tür oyun gibi olduğunu görüyorsunuz. Ama olayların faklı boyuta geçmesinden endişelenen polisin tepkisi çok sert oluyor ve polis öğrencilere ateş açınca yüzlerce öğrenci hayatını kaybediyor. Hector Pieterson da bu eylemlerde vurularak hayatını kaybeden 12 yaşında bir çocuk. Hector Pieterson tüm dünyada yankı uyandıran fotoğrafla birlikte eylemlerin simgesi haline geliyor.
Burası şehirde yaşanan ırksal ayaklanmalarda ilk ölen çocuk olan Hector Pieterson anısına yapılmış ırkçılık müzesi. İçeride fotoğraf çekmek yasak olduğu için sadece dışarıdan bir fotoğraf verebiliyoruz. Çok ülke görmüş bir aile olarak bu kadar insanın içini burkan bir müze az gördük diyebiliriz.
Orlando Towers (Soweto Towers): Orlando Elektrik Santrali, Güney Afrika’nın Soweto kentinde hizmet dışı bırakılmış kömürle çalışan bir elektrik santrali. Elektrik santrali İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda işletmeye alınmış ve 50 yılı aşkın bir süre Johannesburg’a hizmet etmiş. Bu santralden geriye kalan iki soğutma kulesi şimdi Joburg turistik alanlarından birisi. Değişik zamanlarda farklı Grafiti sanatçılarının boyamasına tahsis edilen bu iki kule Soweto bölgesinin ilgi merkezlerinden. Biz orada iken yeniden boyanması için beyaz boyanmış durumda olduğu için biz görmeye gitmedik.
Bu kulelerde Duvar Tırmanışı, Serbest Düşüş, Bungee Jumping de yapılıyor şu sıralar. Daha detaylı bilgi için tıklayın. Bazıları ilgimiz çekmediği, bazıları da vaktimiz olmadığı için görmediğimiz yerler de şu şekilde; Apartheid Museum, Lion Park (45 dk uzaklıkta), Sun City (2 saat uzaklıkta) Lesedi Köyü, Crocodile & Reptile Park (40 dk uzaklıkta), Altın Madeni Gezisi, Pilanesberg National Park (2 saat uzaklıkta), Kruger National Park (5 saat uzaklıkta),
Unutulmaz güzellikte bir geziydi yine olsa yine giderim
Çok teşekkürler.
Gitmiş kadar olduk Engin bey. 🙂 Kaleminize sağlık, çok keyifli bir yazı olmuş.
Çok teşekkürler, birlikte yaptık 🙂
Gezimizin son durağı Capetown dan sonra farklı bir deneyim oldu. Müzede apartheid’ı iliklerimize kadar hissettik
Evet müze çok dramatikti gerçekten. Çok şey öğrendiğimiz bir gezi de oldu aynı zamanda.